” Futbol asla sadece futbol değildir, o öyle bir işlevi olabilecek güçtür ki , ancak o gücü anlayabilecek duyarlı, olgun yandaşlar ve sporcularla doğru ve etkin olabilecek, bu özelliklerini toplumsal fayda unsuru olarak da kullanabilecektir.Futbol da ” Savaşa Hayır” demelidir, diyebilmelidir ve dediğinin arkasında durmalıdır.Mücadelesini sahada bırakırken , ebedi dostluğunu barışın uğrunda saha dışına taşıyabilmelidir.Hemde onu bu yolda baltalamaya çalışan birçok düşmana rağmen.Futbol bir güzelliktir.Güzellikleri çirkin kılmak için gösterilen çabaların bir parçası olmayan futbol sever sayısının ve etkinliğinin artması dileğiyle bu yazımı statlardan ” Savaşa Hayır” diye haykırmış tüm sporseverlere ithaf ediyorum."

Simon Kuper

31 Aralık 2010 Cuma

2010'un ARDINDAN

Bir koca seneyi daha bitirdik.Seneyi spor konusunda ele alırsak bu sene hiçte fena bir sene geçirmedik.Uluslararası anlamda futbolda başarılı olmazsakta sporun diğer dallarında başarı göstererek bu seneyi iyi kapattığımızı düşünüyorum.Gelin hep beraber bu sene ki spor olaylarına değinelim.

A Milli Basketbol Takımı

Bu sene bizi en mutlu eden olaylardan birini gerçekleştirdiler ve ülkemizde yapılan Dünya Şampiyonasın'da 2. oldular.Tüm ülkeyi ekran başına kitlediler bizleri çok sevindirdiler.Keşke Amerikayı'da yenip 1. olsaydık ama olmadı.Geleceğin Kobesi'ni durduramayınca bizim için herkes tarafından beklenen son kaçınılmaz oldu.Bu şampiyonayla birlikte bu ülkede sadece futbolun olmadığını bize bir kere daha gösterdiler.İnşallah bu başarıyı Litvanya'da yapılacak Avrupa Şampiyonasında'da gösterirler.

Nevin Yanıt

Atletizmde bize bir sevinç daha yaşattılar.Elvan ile birlikte bu sene gururumuz oldular.Bu günlere nasıl geldiği zaten ortada.Tabi ki Bekele'yi unutmamak lazım.Onlar bu sene gururumuz oldu.Teşekkürler.

Fenerbahçe Bayan Voleybol Takımı

Geçen sene Şampiyonlar Liginde finale kadar çıkıp finalde elenmeleri bu günlere gelineceğinin bir göstergesiydi aslında.Yapılan flaş transferler ve koç Ze Roberto önderliğinde Dünya Şampiyonluğuna imza attılar.Burada tabi ki ülke başarısını kutlarken aynı zamanda Fenerbahçe Spor Kulübünü'de kutlamak gerekir.Ülkeye sporunu sadece futboldan ibaret olmadığını alt branşlarına yaptıkları katkılarla ve takımların kazandığı başarıyla çok önemli bir işe imza attılar ve atmaya devam ediyolarlar.Genç basketbol takımları daha dün fınal four oynamaya hak kazandı.Bu anlamda diğer kulüplerin imkanları el verdiği sürece tüm branşlara katkı yapmaları gerektiğini gösterdiler.

Bursaspor

Bu sene futbol devrimine imza attılar.Mükemmel bir sezon geçirip şampiyon oldular.Emeği geçen herkes teşekkürü hakediyor.Ertuğrul Sağlam önderliğinde iyi bir mücadele ortaya koyup futbol adına bir şey katarak oynadılar.Tebrikler Bursaspor.

Dünya Kupası Şampiyonu İspanya

Çarşamba'nın geleceği Perşembe'den belli olayı var aslında İspanya 'da.Önce Avrupa Şampiyonluğu sonra Dünya Kupası.Normal olarak karşılanmalı.Bu kadar iyi oyuna bu kadar ödül az bile.Total futbolun gereklerini yaparak bu seneyi ülke olarak iyi kapattılar.

Halter

Nurcan Taylan,Aylin Taşdelen ve Sibel Özkan aldıkları madalyalarla halterde gururumuz oldu.Aslında halterde olan şamğiyonlarda her zaman iyi başarılar kazanıyoruz ama bu sene kazandıkları madalyalarla başarılarımıza yenilerini eklediler.Teşekkürler.

Bu yıl az çok anlatmaya çalıştık.Hepinize MUTLU YILLAR...



21 Aralık 2010 Salı

SporToto Süper Lig 2010-2011 Sezonu İlk Yarının Ardından...



Ligimizde bu sezonun ilk yarısını da geride bıraktık.Puan durumuna baktığımızda ise sezon başında aklımızda pek şekillendiremeyeceğimiz bir durum var.4 büyükleri ve son şampiyon Bursaspor'u değerlendirecek olursak ;

Trabzonspor

İlk yarıyı lider kapatan Trabzonspor'da işler çok iyi gidiyor.17 maçta yalnızca 3 beraberlik ve 1 mağlubiyet alan Trabzonspor ligin Fenerbahçe ile birlikte en çok gol atan takımı olmasının yanı sıra ligin en az gol yiyen takımı da...Onlar için bu yarıda başlarına gelen en büyük belkide tek sorun ise Teofilo.Sezona iyi başlayan ve -Bursaspor ile yapılan Süper Kupa maçı dahil- 7 maçta 7 gol atan Teofilo nedeni anlaşılamadığı biçimde , 2 gün havaalanında sabahlamayıda göze alarak ülkesine gitmişti(kaçmıştı).

Takımda kendisinden verim alınmayan futbolcu neredeyse yok.Glowacki'nin yalnızca 3 maç oynayıp sakatlanması üzerine herkes savunmada aksaklık çıkacağını düşünürken Egemen-Giray uyumu bu düşünceleri yıktı geçti.Sağ tarafta Serkan , sol tarafta Cale müthiş oynuyor.Özellikle Serkan ; 1-2 senedir eski günlerini aratırken şimdi yeni yeni parlayan genç bir yıldız gibi.Orta sahadaki Selçuk-Colman uyumu , özellikle Selçuk'un performansı Trabzonspor'un oyunundaki baş etmenlerden.Jaja takıma müthiş uyum sağladı , şu anda ligimizdeki en yararlı transfer olarak gözüme çarpıyor.Umut-Burak ikilisi ise beni gerçekten şaşırttı.Zaten pozisyona girmekte sıkıntı çekmeyen bu ikili birde son vuruşlarda başarılı olup kendilerine güven gelince durdurulamaz hale geliyorlar.

Bursaspor

Bursaspor bu sezon geçen sezonun ilk yarısına göre daha fazla puan aldı.Bu onların performanslarını devam ettirdiklerinin göstergesi.Aynı anda Şampiyonlar Ligi'nde de mücadele etmiş olmaları onları pek de olumsuz etkilememişe benziyor.

Ali Tandoğan dışında sağ bekleri olmamaları onlar için handikaptı.Nitekim onun da şanssız sakatlığıyla sağ tarafta sağ ayağını kullanamayan Mustafa Keçeli oynadı son maçlarda.Defansın ortasında hiç bir sorunları yok 3 tane tecrübeli(Ömer-Stepanov-İbrahim) ve bir tane de genç yıldızları var(Serdar Aziz).Svensson'u ben çok beğenmeme rağmen Ertuğrul Sağlam pek ısınamamış olacak ki çok fazla kullanmıyor.İnsua beklenenin altında.Nunez ve Steinert ise benim için tam bir hayal kırıklığı.Nunez bana Falcao'yu hatırlatıyor oyun stili açısından ama maalesef Falcao'nun yakınından bile geçemeyecek bir performansda.Steinert geldiğinde Ertuğrul sağlamın yorumu hala aklımda "Hem sağ ve sol kanatta hem de forvette oynayabilen çok yönlü bir oyuncu transfer ettik.Bize yararlı olacağından eminim."Ama sezona bakacak olursak forvet ihtiyacı olduğunda Ömer forvette , Volkan cezalı ya da Ozan İpek kötü olduğunda genç İsmail kanatlarda.Tabi ki genç bir yeteneği oynattı diye eleştirmiyorum ama sezon başı "Yıldız alabilirdik.Ama kulübü maddi durumdan zarara uğratmak istemedim." diye açıklama yapıpta daha sonra Arjantin'den "2 senedir takip ediyorum" diyerek oyuncu getirip 3 maç oynatmak kulübü maddi zarara uğratmıyor mu merak ediyorum...Net bir santraforları olmamaları en büyük sorunları.Turgay'ın üst düzey performansı ve Sercan'ın şimdiden geçen seneki gol sayısını aşması en büyük artılarından.

Fenerbahçe

Kağıt üstünde Türkiye'nin en iyi kadrosu Fenerbahçe'de.Ama bunu sahaya yansıtamamakta. Cristian'ın sezon başı performansını göz ardı edecek olursak Fenerbahçe'nin en büyük sorunu sol bek mevkisinde.Caner'in tam bir bek olmayışı ve Santos'un vurdumduymaz tavırları o bölgeden sürekli gol yenmesini sağlamakta.

Fenerbahçe hakkında ne söylesem çelişiyor.Bir türlü ilk yarıdaki performansını tüm maça yayamayan bir takımda problem kondisyon olarak göze çarpıyor.Ancak Alper Aşçı işinde uzman birisi olarak dikkat çekiyor.

Fenerbahçe'nin puan kaybettiği ya da zorlandığı maçlara bakacak olursak bunların %80'inde çok net goller kaçırdığını görüyoruz.Buradaki sorunda son vuruşlar olarak göze çarpıyor.Ancak kadroya baktığımız zaman Niang,Stoch,Semih,Gökhan gibi son vuruşlarda etkili oyuncuları görüyoruz.

Niang Galatasaray maçından beri ortalarda yok , sakatlığın etkisini atlatamamış , hiç bir omuz omuza mücadeleden galip çıkamıyor.Semih'te bu sezon attığı gollere rağmen form düşüklüğü var.Stoch henüz lige ayak uyduramamış gibi.Gökhan Ünal'ın sağlıklı olduğu maç sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.Dia son vuruşa kadar mükemmel gidiyor ama son vuruşlarda berbat.Mehmet Topuz Kayseri'de neredeyse 4 maçta bir uzaktan müthiş goller atarken burada kaleyi bulamaz oldu.Fenerbahçe'deki sorun ney gerçekten tam net değil.

En olumlu gelişme ise her maç en azından 4-5 net gol pozisyonuna girilmesi.Belki şanssızlıktan belki başka bir şeyden ama 2. yarı bu pozisyonlar gole çevrilirse ve Sivas maçındaki gibi oyun tüm maça yansıtılırsa bu yarıdan daha fazla puan toplama ihtimali çok daha yüksek Fenerbahçe için...

Beşiktaş

Flaş transferlerle sezona girmesine rağmen bir türlü bekleneni veremedi Beşiktaş.Quaresma'nın sakatlığı onları fazla olumsuz etkiledi. Guti-Quaresma-Nihat-Hilbert-Bobo-Nobre gibi iyi hücumcularına rağmen son 19 maçtır , evet evet son 19 maçtır 2 den fazla gol atamıyor Beşiktaş.En son 11.9.2010 tarihinde Ankaragücü'nü 4-0 mağlup etmişti.

3 yeni yabancıyla daha anlaşma sağladılar.Zaten şu anda kadrolarında 11 tane yabancı var(Ligde oynayan 10 isim + Sivok) , 14 olacak bu rakam , Sivok'un dışında sakat olan Holosko'nun sözleşmesinin askıya alınacağı gündemde ve görünen o ki bu olacak.Yani geriye gönderilecek 2 isim kalıyor.Bunlardan biri Ferrari diğeri Tabata gibi görünüyor ama net bir bilgi henüz yok.

Almeida bana göre müthiş bir transfer.Hızlı,güçlü,bitiriciliği yüksek.Tek dezavantajı topu ayağına aldığında ilerleyip giden bir oyuncu olmaması.Ancak Schuster'in sezon başı "Ceza sahası içinde bitirici." tanımlamasına uygun bir oyuncu.

Beşiktaş da aynı Fenerbahçe gibi , anlamak mümkün değil.Eldeki kadro ile oynanan oyun örtüşmüyor.Kilit noktalara transfer yaptıkları ve henüz bu oyuncuların performansını göremediğimiz için 2. yarı hakkında net bir şey de söyleyemiyoruz.Bekleyip göreceğiz...

Galatsaray

Galatasaray hakkında nereden başlasam gerçekten bilemiyorum.Nereye baksam bir olumsuzluk hakim.Savunma isim olarak belki standartların üstünde ama bir türlü bütün olamıyorlar.Konyaspor maçında hayran kaldığım Çağlar'ın dönüşü onlar adına tek olumlu gelişme defans için.Orta sahaya dönüyorum Barış-Musa-Ayhan-Cana-Mustafa Sarp , 5 ide aynı oyuncu.Yıllar yılı bekleneni veremeyen Aydın , hiç bir zaman üst düzey bir takımda ilk 11 oyuncusu olamayacağına inandığım Serdar Özkan , sakatlığı sebebiyle 4 maç oynayan Arda , Rijkaard "Gelirse şampiyonuz." derken , Hagi'nin bir kalemde sildiği Misimovic...Evet bir de Kewell var , bu takımda sol kanatta oynarken tek başına hücumu sırtlayan Kewell.

Galatasaray'da gol atan futbolculara bakalım :

Baros(6 gol)
Kewell(3 gol)
Pino,Servet(2 gol)
Hakan,Barış,Mustafa,Ayhan,Anıl(1 gol)

Şimdi Baros'un sakatlığında siz bu takımdan gol atmasını bekleyin , bir de 3 defansif orta saha ve forvet yokken.Adnan Polat'ın bu sezon en büyük hatası Hagi'yi başa getirmek oldu.Herkes biliyordu Hagi'nin başarısız olacağını bu kadroyla.Ancak bir de üstüne geldiği ilk maç fark beklerken Fenerbahçe deplasmanında alınan puan ve oynanan oyun acaba mı dedirtti , tabii sonra işin aslı ortaya çıktı ve Hagi gerçek yüzünü , gerçek oyun stilini gösterdi. 2. yarı daha fazla puan toplayacağından şüphe yok Galatasaray'ın ama bu sezon ilk 4 ü unutmaları gerek.

Sezon Sonu Tahmini

1.Trabzonspor(76 puan)
2. Fenerbahçe(72 puan)
3. Bursaspor(70 puan)
4. Beşiktaş(66 puan)
5. Kayserispor(61 puan)
6. Galatasaray(57 puan)
.
.
.
16.Sivasspor(36 puan)
17.Kasımpaşa(28 puan)
18.Bucaspor(26 puan)




11 Aralık 2010 Cumartesi

Forza UFUK Forza UFUK Forza UFUK



Bugün yaşananlar için kullanacak tek bir kelime var YAZIK...Yaşanılan onca güzel anı,o kocaman tarihe bugün Galatasaray taraftarı yazık etti.Takım zaten kötü ona hiçbir şey demiyorum.Onlar için söylenecek kelime yok.Ama Galatasaray taraftarı gibi büyük taraftara yakışmayacak hareketler yaptı bugün.




Öncelikle kırılan koltuklara söyleyeceğim.Tamam belki hatıra olarak alan olsa hiçbir şey demem kimse bir şey diyemez.Ama siz o koltukları koparıp sahaya atarsanız ne takımı protesto ederseniz ne de yönetimi.Sadece oynanan son maçta yaşadığınız sizi alıp götüren o stattaki anılarınıza zarar verirsiniz.Tarihine zarar verirsiniz.Sizi günler günü mutlu eden, o anılarla rakip takım taraftarlarını kızdırdığınız günlere zarar verirsiniz.




Diğer konu ise Ufuk.Yazılarımı takip edenler varsa ondan çok sık bahsederim.17 yaşındayım.En az 5 seneden beri futbolun düzenli izleyicisiyim.Ben hayatımda hiçbir futbolcuya bu kadar güvenmedim.Gerçekten ileride arkasında durulursa çok iyi bir kaleci olacağına inanıyorum.Bakın her kaleci hata yapar.Volkan daha 2-3 sene öncesine kadar ne kadar hatalı goller yediği aklımızda.Ufuk'ta daha genç bir oyuncu.Evet şu an iyi oynamıyor ama iyi oynamaması yuhlamak ya da topu tuttuğunda alkışlamakla ona destek olamayız.Volkan şu an iyi bir kaleci ise arkasında durulduğu için çok iyi bir kalecidir.Yetenekleri ile birlikte tabi.Ufuk'ta yetenekli bir kaleci,fiziği çok iyi,sol ayaklı olmasına rağmen topu oyuna olumlu sokmaya çalışıyor.Arkasında durmak ve onu bu işe inandırma, taraftar olarak yapmamız gereken tek şey bu.İşine olan güvenini daha da arttırmak.Onu hata yaptığında maç sonlarında tribüne çağırmak.Yani onu gururunu okşamak lazım.




Yönetim bugün itibari ile ne yapar bilmiyorum.Takımın neler ihtiyacı olduğu ortada.Tek yapılmaması gereken şey kaleci transferi yapmamak.Elindeki imkanları iyi değerlendirmek.Ufuk'a,Emirhan'a güven aşılayıp onları bu oyunu sevdirmek.Emin olsunlar ki meyvelerini toplayacaklar.










5 Aralık 2010 Pazar

Kasımpaşa 0 3 Galatasaray

Dünkü maç konum olarak olmasada maç içinden ki yapılan hatalar ve atılan gollerle tıpkı ASY'de oynanan İBB maçını andırıyordu.Antremanlardan bile yapılamayacak hatayı İBB maçında Baros değerlendirmişti,burda Aydın'ın ortasında Kewell değerlendirdi.Tek fark orda penaltı olmuştu,dün ise Barış'ın akıl almaz hatası ile sonunda Pino'yu golle buluşturmuştu.İkinci yarı gene Pino'nun Guiza'yı andırmayan görüntüsü bende buradayım deyip ortaya koyduğu performansla eskiyi azıcıkda olsa andıran Hakan Balta perdeyi kapattı.



Dünkü galibiyet çok önemliydi.Bugün bütün gazetelerde suni tenasüf,pansuman gibi başlıklar görürsünüz hepsi Galatasaray'ın aldığı galibiyeti açıklamaya çok uygun başlıklar.Dün maçın ilk dakikasından yapılan Kasımpaşa'yı topla çıkartmama baskısı olumluda olsa beni biraz korkutmuştu.Son 3-4 maça baktığımızda 60'dan sonra gardı düşen Galatasaray için korkutucu bir tablo ortaya çıkabilirdi ama korkulan olmadı.Golü bulduktan sonra baskıyı sadece hücumculara bırakınca 90 dakikanın geneline bakıldığında diri bir Galatasaray gördük.



Elde kalan yabancıların performasına bakıldığı zaman Kewell kendini toparlayamaya eski formunun tutturmaya başladığını görüyoruz.Lucas gene her zaman ki futbolunu oynadı.Cana savunma anlamında iyi bir görüntüde çizse hücuma çıkarken çok pas hatası yaptı.Gelelim Pino'ya, iyi oynamıyor.Bencil bir futbolcu.Saha içinde yardımlaşma sıfır.Kaçırdığı goller akıl alır gibi değil.Takım oyunu düzeni içinde kendini belli edemiyor.Bireysellikle ön plana çıkmaya çalışıyor.Ama içinde bulunan durum içinde bireysel oyun oynanamaz.Takıma daha fazla uyum sağlaması gerekir ve acilen birilerinin onu uyarması gerekir.



Son olarak takım içinde Ayhan'ın mafya vari görüntü çizmesinden bıktım.Sen kimsinde herkese kızıyorsun.Sözüm ona kaptan ona mı güveniyor anlamadım.Herkese kızıyor bi de kendi oyuna baksa maç bittikten sonra bir kendini izlese sonra arkadaşlarının hatasını yüzlerini vurup bağarsa.



İlk yarı bitmesine iki hafta kaldı.Son iki maçtanda 3 puan alınması çok önemli.Büyük ihtimalle öyle umuyorum ikinci yarı başlarken 3-4 tane yeni oyuncu transfer edilecek ve lig bitine kadar en iyi yer neresi ise oraya kadar gelmeye çabalanacaktır.

29 Kasım 2010 Pazartesi

Galatasaray 1 2 Beşiktaş


Bu maç anlatmaya gerek yok.Ali Turan'ın orta saha çizgisinden başlayarak koşan Holosko'yu ceza içinden durdurmak aklına geldi.Maç kontrolü Galatasaray'ın elinde gitti ama bir oyun planı olmadığı için süreklilik arz edecek gol pozisyonlarına girilmedi.60'tan sonra biten Galatasaray'ı Beşiktaş'ın diri orta sahasının hücumdaki en önemli ismi adrese teslim orta açarak 2'yi buldu.Cenk ikramı ile de Galatasaray 4 maçtan beri yaşayamadığı gol sevincini burukta olsa yaşadı.


Manisa maçında sadece yönetimi eleştirmiştim.Hala da eleştiriyorum.Acilen gitmeleri gerekir.Bunun başka çözümü yok.Daha fazla zarar vermeden çekip gitmeleri gerekir.Ama teknik ekip olarakta eleştirecek çok şey var.Bunu daha öncede söylemiştim.Ali Turan'ı gerçekten oynatmaktan istiyorsan onun asıl yeri STOPER.Ha oynamaması gerekir zaten ama çok ısrarcıysan koyarsın stopere Lucas'ı çekersin sağ beke olur biter.Zaten Tugay'ın bunu bilip uyarması lazım Tugay takım arkadaşı çünkü.


Gelelim sisteme.Aslında bu sistemin asıl sebebi Fenerbahçe beraberliği.O maçtan herkes tarafından beğenilen futbol (halbuki iyi bir oyun ortada yoktu sadece adam gibi aslan gibi mücadele vardı) buralara sürekledi.Bakın bazı gerçekler var bu takımın transferi doğru ya da yanlış Baros sakatsa ondan sonra gelecek isim forvet özellikli Mehmet Batdal'dır.Ha tamam çok iyi oynamıyor olabilir ama o oynamak zorundadır.Pino o maç için orda oynadı ve iyide oynadı ama bu adamın her maç forvet oynaması senin kötü kadronu her açıdan kötü duruma sürükler.Pino 'nun forvet oynamasıyla neredeyse adam gibi ceza sahasına orta gelmez oldu.Pino hep ayağına top istiyor kanatlara geliyor top almak için e peki forvet bölgesinde kim duracak?Birde orta saha var.Galatasaray'ın hemen hepsi aynı tipte orta saha oyuncuları.Bir tek Cana'yı ayırırız çünkü o diğerlerine göre daha defansif oynamayı bilen ve o bölgede oynayan oyuncu.Ama bakın Ayhan,Mustafa,Barış hepsi aynı tip.Yani senin 3 lü orta saha ile oynama imkanın yok.Bu kadroyla böyle oynayarak gol yollarını daha da sıkıntıya sokarsın.Topu mantıklı şekilde oynatamazsın.


Sonuç olarak bir zincir olarak yanlışlar ve bu yanlışlar kolay kolay bu sene düzeleceğe benzemiyor.Acilen devre arasına kadar sistemi değiştermeli eldeki imkanlarla ve bütün maçları kazanmalıdır ve ilk yarı bittiğinde andan itibaren acilen transfer yapılması gerekir.


Son olarak maç içinde bir güzelliğe değinmek istiyorum.Lucas'a yapılan faul sonrası hakem Nobre'ye sarı kart veriyordu ve Lucas bu karta itiraz ediyordu.Bu gerçekten çok onurlu davranıştı.Fenerbahçe maçından sonra herkese Lucas'a küfürde etse o ne adam gibi adam olduğunu bir kez daha kanıtladı.

27 Kasım 2010 Cumartesi

Galatasaray - Beşiktaş Maç Öncesi


Ali Sami Yen'de ki son derbi karşılaşması Galatasaray için.Mutlak hedef tabi ki galibiyet.Eldeki imkanlar doğrultusunda bakıldığında Kayseri maçından farklı olarak Sabri'nin eski görev yerine döneceğini düşünüyorum.Cana'nın mucizevi bir şekilde iyileşmesi ile takıma tekrar gireceğini inanıyorum.Bir futbolcunun kendine iyi bakarak 3 hafta sahalara dönemez denmesine rağmen nasıl döndüğünü ortaya koyuyor Cana.Orta saha ve ileri üçlünün pek değişeceğine inanmıyorum.İyileşen Baros'un ikinci yarı duruma göre gireceğini düşünüyorum.Şimdi Galatasaray bu kadro Beşiktaş karşısında ne yapabilir öncelikle bunu ele alalım.


İleride Pino'nun oynaması bu maç için çok önemli.Hem olumlu hem olumsuz yönleri var.Olumlu olarak ele alırsak Beşiktaş'ın çizgi savunmasını arkasına yapılan koşularla ve gelen uzun toplarla

hızı ve topa hakimiyeti ile iyi bir şekilde kullanabilir.Olumsuz olarak, birinin ona içinde bulunan durumu ve maçı mutlaka anlatması lazım.Eğer her maçta olduğu gibi aldığı topu dönüp vurursa Galatasaray'ın gol umudu azalır.Topu ileri tutup arkadaşlarını beklemesi takım adına büyük önem taşıyor.


Gelelim maçın en önemli bölgesine orta saha.Quaresma'nın ve Bobu'nun olmayışı Beşiktaş için Galatasaray'a göre büyük bir handikap.Çünkü bu takımın Quaresma'sız hücum gücü kısıtlanıyor.Bobo'nun son dönemlerde çıkışına sakatlık engelinin çıkması ayrı bir handikap.Çünkü arkaya atılan toplarda Bobo ve Guti iyi anlaşıyordu.Guti Beşiktaş için maçın kader adamı.Her top onda buluşucak ve takımın hücum gücü onun üstünde olacak.Galatasaray ise bu oyun planına göre yapacağı tek şey orta sahayı parselleyip alan bırakmamak yani Guti'nin oynamamasını sağlamak.Aksi halde başa büyük belalar gelir her ne kadar takımda Quaresma ve Bobo'da olmasada.


Beşiktaş ise orta sahada ki oyuncular Galatasaray'a göre daha dengeli ve daha topla oynamayı bilen oyuncular.Bu yüzden onlar orta sahayı ele geçirmek isteyecekler.Forvet konusunda ise ben her ne kadar Schuster istemese de Fatih Tekke'nin oynamasında yanayım.Hem kendi için özgüven hem de forvet özellikleri bakımından Nobre'den daha iyi oluşu onun oynaması gerektiğini gösteriyor.


Maç skoru için yüzdelere ayırırsak beraberlik ön planda sonra da saha ve seyirci avantajı Galatasaray'da olduğu için Galatasaray diyorum.

18 Kasım 2010 Perşembe

Türkiye-Hollanda

Uzun zamandan beri beklenilen gençleri kadroya alma konusu bu Hollanda maçı ile son buldu.Maç çok fazla konuşmaya gerek yok.Bizim açımızdan şansız bir maç oldu.Her zaman ki gibi dengede giden maçı bireysel hata belirledi.Oynanılan futbolda görülen istek ve arzu bizim umutlanmamızı sağladı.Ben bu maçta dünkü maçta yenisi ile eskisi ile ele alacağım.

Volkan:Pek bişe demeye gerek yok.Zaten kendine pek fazla iş düşmedi.Yapılan bir bireysel hata sonucu yenilen golde yapacağı bir şey yoktu.

Gökhan Gönül:Genellikle o kanatta daha rahat oynamayı seven bir futbolcu.Dünkü sistemle o kanatta 3 tane adam olunca kanat bindirmeleri konusunda pek bir varlık gösteremedi.

Serdar Kesimal:Oldukça soğukkanlıydı.İyi işler çıkardı.Yaşı itibari ilebaktığımızda milli takım için daha uzun yıllar oynayabilecek nitelikte.Çevik ve hızlı oluşu uzun zamandan beri milli takım defansında görmediğimiz özellikler.

Servet Çetin:Takımda kötü gidişinden eser yoktu.Genel itibari ile iyiydi.

İsmail Köybaşı:Özgüveni çok yerinde bir oyuncu.Hücum yönü oldukça iyi.Ama topla çok oynuyor ve başına işler açıyor.Savunma yönüde hücum gücüne oranla zayıf.Ama yaşı çok geç bu eksikleri kapatacak yıllara sahip.

Selçuk İnan:Şenol Güneş'in gelmesi ile oynadığı pozitif futbol onun buralara kadar gelmesini gidiyor.Her şey onu için gayet iyi.

Nuri Şahin:Oynadığı futbolla artık yerini sağlama aldı.Uzun zamandan beri dikine oynayan ve oyunu kanatlara açan ve aralara oynayan futbolcuya hasrettik.Emre'nin gelmesiyle iyi işler yapaccaklar.

Sabri Sarıoğlu:Dün orta saha da olmasını tek amacı dinamizimiyle top kazanmak ve hızlı çıkmasını sağlamaktı.Genel itibariyle iyiydi.

Hamit Altıntop:Dün beni çıldırttı.Artık bu kadar bireyselliği bırakması lazım.Bir iki pozisyonda kendi oynamayıp merkeze top atsa net pozisyonlara girecektik.Ama gene de takımın temel taşlarında biri.

Burak Yılmaz:Gene Şenol Güneş'in gelmesiyle daha pozitif oynayan bir futbolcu.Buraya gelmeyi haketmişti.Dün hem savunmaya gelerek iyi işler başardı hem ilk yarı da kanatlarda etkiliydi.Son vuruşlarını geliştirmesi lazım.

Umut Bulut:Türkiye liglerinde defansı en fazla zorlayan futbolcu.Mükemmel bir kondisyona sahip ama son vuruşları çok kötü.Sanki heyecanlanıyorda vuruyor gibi.Gene de dün iyi işler çıkardı.

15 Kasım 2010 Pazartesi

Galatasaray 0 2 Manisaspor


Galatasaray tarıihinin en kötü sezonu ile karşı karşıyayız.Bundan daha kötü bir durum olamaz.(öyle tahmin ediyorum)Bana göre suçu arayacağımız tek adres yönetimdir.


Bir Galatasaray taraftarı şu an ki ve geçen seneden gelen kötü durumu sorsak diyeceği nedenlerin başında teknik direktörün hataları demek gelir.Genellikle yönetim kanadı daha alt sıralarda kalır.Ama Galatasaray şu ana kadar gelmiş geçmiş en başarısız yönetimi ile karşı karşıyadır.Aslantepe,riva projesi vs vs.Bunların sizi en başarılı yönetim yapamaz.Sportif olarak ne yaptığınıza bakar insanlar ki haklıdırlar da.Tabi ki saydığımız ve genel anlamda yapılan mali disiplin gözardı edilemez ama bunları yaparak sportif başarısızlığı örtemezsiniz.Sormak isterim;bu sene yapımı tamamlanacak olan Türkiye'nin en modern stadına bu kadro ile mi gideceksiniz?Bu kadronun bu kalitede ve bu çapta oyuncular bulunmasında Rijkaard mı suçlu daha 3 hafta önce gelen Hagi mi?Bunun tek ama tek suçlusu Adnan Polat ve arkadaşlarıdır.

105 senelik kulüp hayatında hiçbir yönetim içinde bu kadar birbirini çekemeyen,bencil ve zor gördü mü kaçan bir yönetim gelmemiştir.Yiğit Şardan şimdi nerede?Cemal Özgörkey nerede?Adnan Polat nerede?Bunun cevabını ben vereyim ailesi ile birlikte Bankgog'da tatilde.Böyle bir şey olabilir mi?Tamam tabi ki tatile gidecekte Galatasaray'ın şu an içinde bulunduğu durum itibari ile bunu yapması çok ama çok yanlış.Unutmayın ki eğer siz bir kulüp başkanıysanız ve o kulüpte Galatasaray ise o bir duracaksınız ve hayatınızı sadece Galatasaray'a adayacaksınız.Ama siz naptınızı da söyleyeyim Galatasaray için nerede ise ailesini unutmuş olan Haldun Üstenel'i gönderip onun yerine Galatasaray'ı sadece menfaati için kullanmaya çalışan Adnan Sezgin gibi kişiliksiz insanlara emanet edemezsiniz.Daha söylenecek çok şey var da inşallah bu yönetim istifa ettikten sonra söyleriz.


Takım içinde değinmemiz gereken 2 oyuncu var biri Servet diğeri Ayhan.Servet olayı Marsilya'a satılmadığı anda takım için artık hiçbir şey veremeceği o anda anlaşılmıştı.Bu sezon yaptığı karaktersiz ve çapsız açıklamalarla ne olduğunu bir kez daha ne olduğunu gösterdi.Bunda sadece oyun içinde hatalar değil insandır hata yapar ama ekmeğini yediğin kulübüne artistlik yaparak bu iş yürümez.Ayhan için ise diyecek bir şey yok.Zaten Ayhan gibi bir oyuncu eğer takımın vazgeçilmesiyse o takımdan hayır gelmez.


Ama genede içimizi ısıtan 2 tane oyuncu var Lorik Cana ve Lucas Neill.Bir taraftar olarak onlara gerçekten teşekkür ediyorum.Sahada onlarında var olduğunu bilmek bizim bu takıma daha fazla bağlanmamızı sağlıyor.


8 Kasım 2010 Pazartesi

Fenerbahçe:4-2:Eskişehirspor

Bir yanda 2 haftadır berabere kalan Fenerbahçe , diğer yanda zor günler geçiren ve birde Bülent Uygun'dan illegal menajerlik darbesi alan Es-Es...

Maçtan önce bir istatistik vardı ; Fenerbahçe kazandığı maçlarda 3'ten aşağı gol atmıyordu.Nitekim yine öyle oldu ve 4 gollü bir galibiyet aldı.Maçta tek hakim Fenerbahçe idi , herkesin yaptığı gibi Fenerbahçe'nin oyununu övmek yerine(övgüyü hak etmiyor anlamı çıkmasın sakın , ülkemizde övme(şişirme) işini yeterince iyi yapanlar var zaten.) , gözüme çarpanları aktarmak istiyorum...

Gökhan Gönül : 1 gol 2 asist...Bir sağ bek için işin hücum yönünde daha iyisi olması pek muhtemel değil.Savunma yönünde de pek iş düşmedi zaten.Müthiş oynadı , neredeyse hatasızdı.Özellikle 2. golde yaptığı orta ondan beklemediğim kadar güzeldi.

Eskişehirspor sol kanadı : Bu sene Gökhan'ın formsuz olması nedeniyle olsa gerek işin savunma kısmında pek rahat başladılar.Gökhan'ın performansında bu rahatlığın etkisi büyük.

Mehmet Topuz : Bu sene gerçekten muhteşem bir performans ortaya koyuyor.Orta sahada bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiyle mücadele ediyor.Hem hücumda , hem savunmada var , böyle oynamaya devam ederse takımın vazgeçilmezlerinden biri olur.

Semih Şentürk : İspanya'dan görücü gelmesi yaramış.Her ne kadar bir golcünün kaçırmaması gereken 2 net gollük pozisyonu kaçırsada fırsatçılığıyla hanesine 2 gol daha yazdırdı.Ben hala Fenerbahçe için yeterince üst düzey bir oyuncu olmadığını düşünsemde , yedeklik görevini fazlasıyla yerine getiriyor.

Sezer-Lugano : Ömrümde gördüğümde en gereksiz kırmızı kartlar.Ne denebilirki bu konu hakkında.Eğer bir oyuncu hafta başı "Bir daha takımımı yalnız bırakmayacağım" deyip hafta sonundaki maçta koridorda kavga ederek kırmızı kart görüyorsa , o oyuncuda ya kontrol problemi vardır , ya da başka bir sorunu...

Dia : Hücumda ne kadar etkin bir isim olduğunu oynadığı kısa zaman zarfında bir kez daha gösterdi.10 dakikada kendi yarattığı 2 gol pozisyonuyla yeteneklerini kanıtladı.

Bilica : Bazıları futbolcuların saha içinde ıslıklanmamasından yana.Ben de.Ama her şeyin bir sınırı , sabrında bir sonu var.Bilica'nın yaptığı hatalar sınırı aştı ve taraftar sonunda patlayıp ıslıkladı.Bence doğru bir tepkiydi , o maç için negatif yansısa da belki sonraki maçlarda daha fazla konsantre olmaya çalışır.

Pele : Porto'da oynayan , İnter'e büyük umutlarla gelen Pele bu olmamalı.2 uzaktan şut çekip defansda yürümemeli.Ligi mi küçümsüyor yoksa ben mi fazla gözümde büyüttüm bilmiyorum ama benim bildiğim Pele bu değil , gerçek formuna kavuşmalı.

Batuhan : Gerçekten büyük bir yetenek olduğunu gösterdi.Neden oyundan çıktığını anlamadım.Hücum yapmayan bir takımda forvet olmaktan zor bir şey yoktur , buna rağmen göze çarpan hareketleri vardı.Şu an için olmasa da ileride Milli takım için değerlendirilmeli.

Fenerbahçe gollü galibiyetlerine devam etti ve fikstüre bakınca kolay kolay duracak gibi de gözükmüyor.Eskişehirspor'un bir an önce toparlanması lazım.İsmine ve taraftarına yakışmayacak bir oyun sergiliyorlar...

Trabzonspor 2 Galatasaray 0


Dün oynanan Galatasaray Trabzon maçı öyle ince bir çizgi üzerindeydi ki,Galatasaray kaybederse fark 10 puan olacak ve bu durumla birlikte Trabzonspor 26 sene sonra liderliğe yükselecekti.Gerçekten bu durumla birlikte daha da önem kazanıyordu bu maç.Ama maçta ilk yarıya baktığımız zaman gerçekten bu durumun önemini kavrayamamış 22 tane futbolcu vardı.Sahada futbol adına hiçbir şey yoktu.Galatasaray'ın Fenerbahçe derbisinde oynadığı taktik ile maça çıkması hem kendini hem de rakip takımının kitlenmesine yol açmıştı otomatikman futbolun kötüleşmesine yol açıyordu.


İkinci yarı bakıldığında takımların ikisinde de biraz kıpırdama başlamıştı.Galatasaray'ın dün sahada ki en futbolcusu Cana (nedenini benimde anlamadım çıkmasının)çıkıp yerine Barış,Misi çıkıp yerine Kewell girmişti.Trabzonda'da son haftaların formda ismi Burak çıkıp yerine Yattara giriyordu.Bu değişikler oyunun hareketlenmesini biraz da olsa sağlamıştı.Maç başladığında maçın kaderini belirleyecek tek unusur vardı o da hatalar.Bu maç ya 0-0 bitecek ya da hatalar golleri getirecekti.Nitekim golün 75.dakikada Servet'in hatası, Engin müthiş takipçiliği ve akıllı bir pas çıkarmasıyla golü buldu Trabzonspor.Son dakikada bir kontratak hücumu ile 2.golü bulup skoru tayin ettiler.


Sadece kamuoyu olarak değil millet olarakta sabırsısız.İyi giden ufak bir kıvılcım bile hemen abartılıp iyi şeylere yoruluyor.Hagi takıma geleli daha 3 hafta oldu iyi mücadele ile Fenerbahçe maçından bir puan çıkardı Antalyaspor'u içerde yendi.Evet bunlar geleli 3 hafta olmasına rağmen iyi şeyler ama bizim Hagi için bir yorumda bulunmamız için Ocak ayına kadar beklememiz lazım.


Dünkü maçta bana göre gene aynı taktikle çıkarak büyük bir hata yaptı Hagi.Pino'yu Misi'nin yerine koyup Mustafa Sarp'ın yerine Barış ,forvette de Mehmet Batdal oynaması gerekiyordu.Kendimce sebeplerini açıklayayım.Misi'den sol açık olmaz Fenerbahçe maçı istisnaydı orada sadece topu tutup oyunu yayması için oynatıldı.Pino'ya artık birilerinin uyarması lazım.Evet arkadan destek gelmiyor doğru ama biraz ayağında top tutup oyunu bekletmesi lazım. Aldığı her topu kaleye vuruyor.Sisteminizin kontratak futbolu olması alınan her topun kaleye vurulması anlamına gelmez.Cana neden çıktı anlamadım?Takıma biraz canlılık katmak içinse yanlış bir hamle, Mustafa Sarp'ı çıkarıp yerine Barış alınmalı ya da Mustafa ile Elano'nun yeri değiştirilip orta saha canlılığı sağlanmalı kanada Barış'ın geçmesi gerekiyordu.


Trabzon'a gelecek olursak eğer bu sene şampiyon kim olacak diye sorarlarsa iki tane takım söylerim.1 Trabzonspor 2 Kayserispor.Trabzon'un oynadığı futbol gerçekten futbolseverleri heyecanlandıran ve beğeni kazanan bir futbol.Geldiği sezonun ikinci yarısından beri takıma sürekli bir şeyler katıyor bu gerçekten Trabzon için bir şanstır ve bu şansı sonuna kadar iyi kullanmaları gerekir.Nitekim camia ve taraftar olarak iyi kullandıkları hiç kuşkusuz bir durum.


Galasataray için ise zaman kenetlenme zamanı herkes birbirine destek olmalı ve bu zor durum tek tek aşılmalı.



31 Ekim 2010 Pazar

Galatasaray 2-1 Antalyaspor


Geçen hafta Saraçoğlu'nda 11 senenin ardından gelen puan takımın mücadele ve istek gücünü yeniden arttırmıştı.Hagi elindeki imkanlarında verdiği doğrultuda Pino tek forvet Sabri sağ açık ve Misimoviç'te sol kanattan oynadı.

Maç başladığında orta saha hakimiyetinin ilk 20 dakika Galatasaray'da olduğu net bir şekilde görülüyordu fakat orta saha üstünlüğü 3.bölgede çoğalma konusunda pek fazla etkinlik gösteremiyordu.Pino'nun kenarlara gelerek top alma isteği forvet bölgesinde boşluğa yol açıyordu.Eğer duran top golü gelmeseydi maç 0-0 bitmeye net olarak açık bir maçtı.Gelen gol ve arkasından gelen diğer gol ilk yarının rahat bitmesine yol açtı.Antalyaspor Deniz Barış'ın eksikliği ile defansta sadece o bölgenin adamı olarak Radaljıc kalmasına yol açıyordu.Bu da hava hakimiyet konusunda Galatasaray'ın daha fazla etkinlik göstermesine sebebiyet veriyor.


İkinci yarı Galatasaray'ın golü yemesinin ardından gene korkulu dolu anlar yaşamasını neden oldu.Ama Galatasaray'da son dakikalara doğru net pozisyonlar kaçırdı desek yalan söylemiş olmayız


Hagi'nin gelmesi ile hemen bir şeylerin değiştiğini söylememiz yanlış olur. .Ama iki haftada aldığı 4 puan çok önemliydi.Özellikle de oyun içinde sistemini değiştirmesi takım için olumlu sayılabilir şeyler.Şu an Hagi hakkında net kararlar veremiyor olmamızın sebebi de takımın temel taşlarını oluşturan oyuncuların sakat oluşu.Bu onu değerlendirmemiz için çok önemli bir veri.


Bu hafta oyuncu performansları baz alırsak Misimoviç son iki haftadır sorumluluk alarak iyi işler başarıyor,iyi final pasları atıyor.Aynı şekilde Pino forvette oynamaktan mıdır bilinmez performansı yükselişte.Ufuk durum 0-0 iken yaptığı kurtarış ve oyunun geri kalanında izleyenlere verdiği güven onun için artı bir unsur oluşturdu.


Haftaya Trabzonspor deplasmanı var.En önemli olan şey puan kaybetmemek.Çünkü artık Galatasaray puan kaybetme limitini fazlasıyla doldurdu.Puan kaybetmesi artık geri dönüşü olmayan durumlara sebebiyet verir.

25 Ekim 2010 Pazartesi

Fenerbahçe:0-0:Galatasaray

Fenerbahçe'nin 10 yıllık ezici üstünlüğünün yanı sıra Galatasaray'ın içinde bulunduğu kaos ortamı ve Fenerbahçe'nin son haftalardaki performansı , Fenerlisinden Galatasaraylısına , Beşiktaşlısından Trabzonlusuna herkesi tek bir görüşte birleştirmişti : "Fark gelecek fark!".Üstüne üstlük aynı gün içinde Hollanda derbisinde PSV Feyonoord'u tam 10-0 yenmişti ve herkes -tabi ki bu kadar fazla olmasa da- benzer bir sonuç bekliyordu.

Tabii benim gibi düşünenlerde vardı , sürpriz olacağını düşünenler.Bundan önceki derbiler aklıma gelmişti ; her sezon Galatasaray Kadıköy'e "bu sefer kazancağız" , "bu kadroyla da yenemezsek bir daha yenemeyiz" söylemleriyle geliyorlardı ve F.Bahçe iyi konsantre olup Galatasaray'ı eli boş gönderiyordu.Ama bu sefer olay tam tersiydi ve bu sefer sürprizi yapanın Galatasaray olacağını tahmin etmiştim.

Maça gelecek olursak ;

Hagi'nin sitemi belliydi , kalabalık , mücadele gücü yüksek , sert orta saha , ayağa pas yapan 2 kanat oyuncusu ve hızlı bir forvet.2 hücum varyasyonu vardı ; uzaktan şut , ya da Pino'nun savunma arkası koşuları(nitekim 4. dakikada başarılıda oldu).

Aykut Kocaman ise sistemini bozmadı.Ortada mücadeleci ve teknik 2 orta saha , kanatlarda hızlı oyuncular.Daha önce gördüğümüz Fenerbahçe'nin aynısı...

Maçın ilk yarısı tamamen Galatasaray'ın istediği gibiydi.Fenerbahçeli oyuncular hala tarihi fark havasındaydı ve karşılarındaki takımın Galatasaray olduğunun farkında değillerdi.Galatasaray top dolaştırıyor zamana oynuyor uzaktan şutlarla etkili oluyordu.

İkinci yarıda ise Fenerbahçe rakibinin kim olduğunu anladı ve daha temkinli oynamaya başladı.Oyun dengelendi , hatta Fenerbahçe Stoch,Niang,Semih ve Alex'le önemli pozisyonlarda buldu , ama olmadı.Galatasaray'ın ise yine Pino ile ve Emre Çolakla kaçırdığı pozisyonlar vardı.

Peki Fenerbahçe niye bu kadar kötü oynadı -özellikle ilk yarıda-?

Nedeni Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe'den Barcelona yaratmak istemesi.Ben sistemime bakarım , rakip düşünsün demesi.Bunu Anadolu takımlarına karşı yaparsın , hatta Bursaspor,Kayserispor gibi "iyi" takımlara da karşı yaparsın ama , Beşiktaş'a , Galatasaray'a karşı yaparsan cezayı da keserler.Alex-Cristian değişikliği olsaydı kadroda belkide şu anda serinin devamını ve Galatsaray'ın devam eden kötü gidişatını konuşuyor olacaktık.Buradaki olay Alex'in kötü ya da Cristian'ın iyi olması(göz var nizam var sonuçta) olayı değil.Burada ki amaç ofansif bir oyuncunun yerine defansif bir oyuncunun gelmesi.Cristian önemli değil isterse Serkan Kırıntılı oynasaydı orta sahada , ama biri oynasaydı , biri Emre ve Mehmet'in yanında rakibe pres yapsaydı da bu iki oyuncu sürekli topa mı baskı uygulayayım , arkadaki adamı mı kovalayayım ikileminde kalmasaydı...

Ve 2 kişi hakkında daha yorumda bulunacağım ;

Bülent Yıldırım: Öncelikle şunu belirtmek istiyorum.Futbolda sertlik vardır , istediğiniz kadar sert oynayabilirsiniz , isterseniz ilk dakikada 3 kilit oyuncuyu hastahanelik edebilirsiniz , kimsenin buna itiraz hakkı yoktur , ama cezalandırılmalı.Dün Lucas Neill'in rahat 2 kırmızı kartı vardı , zaman geçirme hareketlerine hiç tenezzül bile etmedi , ve her faulden sonra oyuncuların yanına gelip sakin ol işareti yaptıkça (Şekil 1.a) benim sinir katsayım biraz daha arttı.Aynı şekilde Emre Belözoğlu'da her derbide olduğu gibi sinirlerine hakim olamayarak ilk yarıda yaptığı faullerle kırmızı kart görmeliydi.

Bu maçtaki tarafların ortak sinirlenme sebebiydi bir de bütün futbolseverlerin sinirlendiği başka bir konu var :

Lig TV : Genel Yayın Yönetmeni mi kameran mı kimse artık bu maç içi yayınıyla ilgilenen kesinlikle uyarılmalı.Çünkü maçın 5 te 1 inde protokolden insanları , Lig TV 8x zoom kalitesi olan kameraların muhteşem(!) tekrarlarını , yeni oyuncakları spidercam lerden gelen yine muhteşem(!) çekimleri izliyoruz.Bazen öyle abartıyorlar ki spiker heyecanla maçı anlatırken "Ne oluyor acaba?" diyoruz içimizden.Çünkü o anda futbolcuları ve tekrar görüntüleri izliyor oluyoruz.Biri gerçekten buna da dur demeli...

23 Ekim 2010 Cumartesi

Fenerbahçe-Galatasaray maç öncesi






Derbi maçları futbolu yakından takip eden çoğu kişi için derbi maçları büyük heyecanlar uyandırmıştır.Söz konusu Galatasaray-Fenerbahçe derbisi ise herkes için apayrı bir yeri vardır.Yarın oynanacak derbi uzun zamandır yaşamadığımız saha dışında gelişen atmosferle geçti.Herkes maçtan önce kadroları konuşup,taktik teknik analizler yapması gerekirken bu maçtan önce ağırlıklı olarak Galatasaray'ın teknik direktör değişimi ve maç üzerine etkisi konuşuldu.



Öncelikle ben Galatasaray'ın teknik direktör değişimi konusunda yaşadığı sorunlar hakkında bazı şeyler söylemek istiyorum.Galatasaray Rijkaard geldiği zaman gerçekten bir devrimi gerçekleşmişti.Fatih Terim'in yaşadığı başarılardan sonra genele baktığımızda taraftarın hayallerini süsleyecek hoca gelmedi.(Lucescu'yu ayrı tutarsak)Rijkaard gerçekten hiç kimsenin karşı çıkmadığı kariyerde bir hocaydı.Herkes göreve geldiğinde büyük hayeller kurmuştu.İlk sezonunda Fenerbahçe derbisine kadar olan süreçte iyi işler yaptığını söylemeliyiz Rijkaard'ın.Ama sonra başlayan takımın üzerinde ki sakatlık kabusu,eksiklerin yerinin doldurulmayışı,istenilen ve eksik olan bölgelere iyi bir transfer yapılmayınca takım buralara kadar geldi ve Rijkaard'ın sözleşmesi karşılıklı olarak fesh edildi.Evet Rijkaard gerçekten beklenilen başarılara ulaşamadı ama şunu unutmayalım siz Rijkaard'ın dediği neleri yaptınız ve hayata geçirdiniz?İstedeği bölgelere onun istedeği kaliteli transferleri yapabildiniz mi?Onun gönlünü takım bazında hoş tutabildiniz mi?Yani kısaca söyle tamamlamalıyız; Rijkaard'ı alarak Galatasaray bir devrim gerçekleştirdi ama bütün yükü Rijkaard'ın üzerine yıkarak kendi kafanıza göre transfer yaparak o devrimi katlettiniz.






Maça gelecek olursak Fenerbahçe sahasında 10 senelik yenilmezlik ünvanı ile ve rakibinin içinde bulunduğu durum itibariyle tabi ki maçın favorisi.Ama her takımda olduğu gibi dezavantajları var.Mehmet Topuz'un uzun zamandır ön libero oynamaması,defansın sol kanadının zayıflığı başlıca sebepler arasında sayabiliriz.Her ne kadar Konya maçında Mehmet Topuz ve Caner iyi oynasada derbi maçında durum değişebilir.Ama tabi Aykut Hoca kadroda değişiklik yapar o ayrı.Bana göre de her ne kadar durum ve kadro itibariyle kötü bir kadro Galatasaray'da olsa kadro değişiklikler yapmalıdır.Ön libero da Cristian'ı oynatıp Dia'yı sola Mehmet Topuz'u gene sağ kanada çekebilir.Ya da gene Cristian'ı ön libero oynatıp 4-3-3 sistemiyle Alex'i kesebilir.Zaten sakatlıkan yeni çıkmış Alex'i kesmeli doğrusu olan bu çünkü Stoch şu aralar formda.






Galatasaray ise en önemli 3 oyuncusu yok.Şu an ki içinde bulunduğu durum itibariyle kazanma ihtimali çok yüksek değil.Ama sahada oynayacak olan oyuncular maça onur mücadelesi olarak bakarsa durum değişebilir.Hagi takım üzerinde sadece psikolijik olarak bazı şeyleri değiştirebilir.Umarım fair play çerçevesinde geçer.Yazımı beklediğim iki takım adına da kendi doğrularıma göre olan kadroları yazacağım














9 Ekim 2010 Cumartesi

Almanya:3-0:Türkiye

Maç için ne söylenebilir gerçekten de bilmiyorum.Ancak şu açık ve net bir şekilde belli ki birinin Hiddink'e Türk oyuncuları tanıtması lazım , çünkü Oğuz Çetin bu konuda , oyuncuları seçmekte olduğu gibi çok başarısız.

Hiddink'in kafasındaki oyun sistemini kavradım sahaya çıkan kadroyu görünce , ancak maç başlayıpta sahaya dizilişi gördüğüm an bitti dedim.Neden bilmiyorum Hiddink sürekli kanat oyuncusu kullanmak istiyor.Kadroda 5 tane göbek oyuncusu var , ama sen ikisini kenarlara kilitliyorsun.Niye?Mantık ne?Hepsini göbekte kullan , çok mu zor?Orta sahada defans önünde Aurelio , onun önünde Hamit-Emre-Nuri üçlüsü , önlerinde Özer serbest , ileride de Halil.Westermann zaten çok hücumcu bir oyuncu değil , Lahm çıktığında da orta 3 lüden biri karşılasın.Üstüne üstlük , orta sahayı da ele geçirirdik.Kroos-Khedira ikilisi çok üst düzey bir ikili değil zaten.Bunu ben bile düşünebiliyorsam Hiddink'te düşünebilir ve uygulayabilirdi.

Amaç orta sahada top yapmaktı , top bizde dursun , onların ayağına ne kadar az değerse kârdır.Ama bu kadar.Hücum varyasyonu yok.Orta sahada top çeviriyoruz , güzel , ama ilerisi yok , ileriye giden hareketlenen yok , Özer ile Hamit şaşırmış , ortaya gelip top mu çevirsem , kanatta mı kalsam diye.

Aurelio sakatlanıyor , ben Selçuk'u beklerken Tuncay giriyor.1-2 saniyelik afallamadan sonra diyorum kendi kendime , Tuncay sola geçecek , Hamit ortaya...Nerdee , bir anda sistem değişiyor , orta sahada elinde 2 tane sol ayaklı geriden oyun kuran oyuncu kalıyor.Dortmund'da takımın beyni olarak oynayan Nuri , defansın önünde oynuyor.

Ve son olarak da sol kanadımız.Biz Hamit sağ kanatta oynatılırken laf ederken , bir anda belki de ömrü boyunca oynamadığı sol kanada geçiyor.Sol bek oynayan Sabri , sol ayağıyla pas atamayan bir oyuncu.Bu tercihler neden anlamıyorum , Kazakistan tarzı bir takım olsak tamam ama Türkiye'de oyuncu mu yok?

Hiddink kafa olarak olumlu şeyler düşünüyor ama takımı hala bilmiyor.Ya öğrenmesi için 1-2 sene sabredeceğiz ya da yanına öğretecek ve müdahale edecek birini koyacağız...

4 Ekim 2010 Pazartesi

SSL 7. Hafta

SSL'de bir haftayı daha geride bırakırken , flaş gelişmelerin yaşandığını da görüyoruz.En önemli iki gelişme ise tabi ki Rıza Çalımbay ve Bülent Uygun'un istifası(? , kulüpten yapılan açıklamada kendilerine resmi istifa dilekçesi gelmediği belirtildi , olayı tam olarak bilen var mı , muamma...)

Çalımbay'ın istifası bekleniyordu ama Bülent Uygun'un istifası beni gerçekten şaşırttı , özellikle de Eskişehir maçından sonra...Belki de Es-Es'in içinde bulunduğu kaostan kaynaklanan bir durumdu ama eğer Manucho son vuruşlarda biraz daha başarılı olsaydı Bucaspor 2-3 farklı bir galibiyet bile alabilirdi.Tabii bu kendisinin düşüncesi ve saygı duymak lazım...

Maçlara gelecek olursak , Galatasaray herkesçe şok bir yenilgi alsa da beni şaşırtmadı , gerek Karabükspor'un kendi evindeki performansı , gerek Galatasaray'ın içeride-dışarıda oynadığı oyun beni bu düşünceye yönlendirmişti ve haklı çıktım.Olmayan bir penaltının etkisi vardı maçta ancak Galatasaray'ın oyundan bu kadar erken düşmemesi gerekiyordu...

Kayserispor sessiz ve derinden yürüyüşüne devam ediyor , Manisaspor karşısında da galibiyeti elde etti ve 3. sıraya kuruldu.Futbolu olması gerektiği gibi oynuyorlar , herkes görevini yapıyor , sağlam bir orta saha , yetenekli hücum , görevini bilen defans , bir Alman takımı gibi...

Konyaspor hakkında hiç bir şey demiyorum , bir takım bir maçta taçtan 3 tane gol yer mi?1 yersin hadi bir hata 2 olsun , hiç akıllanmaz bir defans , hiç mi düşünmez önlem almayı , Ziya Doğan gibi bir hocanın takımından böyle savunma hataları görmek şaşırtıcı gerçekten de...

İBB-Bursaspor maçını çıplak gözle izleme fırsatını bulduk(Diğer yazar arkadaşım Dorukcan ile birlikte) ve gözlerimize inanamadık , Şahan Gökbakar'ın bir skeci vardı hatırlarsınız "At Fink'e"
işte Bursa'da Volkan Şen , "Fink" rolüne bürünmüş , sürekli top onda , o bir şey yaparsa oluyor yapamazsa olmuyor.Ömer-Volkan ikilisi dışında Bursa'da göze çarpan oyuncu yoktu.İBB'yi izlerken de gözlerime inanamadım , eve geldim kadrolara baktım , evet doğruydu , maçta gördüğüm 23 numaralı İBB oyuncusu gerçekten de Can Arat'tı.Gerçekten de neredeyse hatasız oynadı , kendini gerçekten de çok geliştirmiş , kademe anlayışı , müdahaleleri çok iyiydi...

Fenerbahçe hala tam beklenen Fenerbahçe gibi değil , ama her hafta biraz daha ileri gidiyor.Niang'ın daha doğrusu Kezman ve Guiza'dan sonra sisteme uygun bir forvetin takımda olmasının etkisi bunda büyük.Selçuk'un uzun süreli sakatlığı maçtaki Fenerbahçe adına en büyük olumsuz olay.Yobo-Lugano ikilisinin uyumu ise harika...

Trabzonspor-Beşiktaş , Sivasspor-Gaziantepspor ve Antalyaspor-Kasımpaşa maçlarını izleyemediğimden ötürü yorum yapamıyorum ama gözüme çarpan 1-2 ayrıntı var.

-Beşiktaş'ın belli bir formu ve rotasyonu yakalaması gerek.
-Kasımpaşa 2 haftadır erken gol bulup ardından çok gol yiyor , buna bir çare bulmalı.
-Teofilo'nun saçma yumruğu İbrahim'in saçma bir şekilde yere atlaması yakışmadı.

2 si golsüz biten 9 maçta 20 gol izledik , flaş sonuçlar alındı , güzel goller gördük , bir haftayı daha geride bıraktık...

1 Ekim 2010 Cuma

Geride Kalanlar


4 haftalık galibiyet serisinin ardından herkes daha iyi futbol beklerken kötü bir sahada,kötü bir hakem yönetemiyle kaybetti Galatasaray.Tabi ki bunlar sadece yan etkenler.Sahada Galatasaray diye bir takım yoktu.Sadece sahada bir şeyler yapmaya çalışan iyi Karabük takımı vardı.Cernat'ın önderliğinde mükemmel bir orta saha düzeni ve iyi bir geri dörtlü vardı.Maç ilk dakikalardan net bir hakem hatası ile bir penaltı düdüğü geldi.Anadolu takımları golü erkenden yemekten korkar.Ama Karabük golü erken bulunca daha da iştahlandı ve 2.gol gecikmedi.Bu golden sonra da maçta artık Galatasaray'ın sahada etkisini hissettirmesi lazımdı fakat maç 75'e kadar ortada gitti.Hatta Cernat ile Karabük organize birkaç atakta buldu.75'de Barış'ın golüyle 2-1 oldu,son dakikalarda Kewell kafası kalecinin üstüne gidince maç burada sona ermiş oldu.


Galatasaray'ın bugün çıkan on biri değil ligte Türkiye Kupası'nda bile iddalı olamaz.Forvette Galatasaray'a geldiğinde beri defans bile oynayan işi iyi niyetlide olsa idare etmeyen çalışan Kewell,takımla 2 pası yapamayan Pino,uyum sürecini atlatamamış Misimoviç en sonu maçını geçen sezonun son maçında oynayan Gökhan Zan.Gerisi anlatmaya gerek yok zaten.Takımda her zaman birşey eksik oluyor.Zaten sezon başından beri net bir Galatasaray izleyemedik.Baros gidiyor yerine adam yok,Servet gidiyor bütün defansı Emenike korkusu sarıyor herkes ona yükleniyor.Arda takımda yok takım topu tutup atağa kalkmıyor.


Takımın belli başlı yapı taşlarını olmadığında yerini dolduracak oyuncular yeterli değil.Serdar Özkan bir futbolcu var nerde o?Niye Barış'ın yerine o oynamıyor?Bunlar sadece elde ki imkanlar olduğu için soruyorum.Bunları ne zaman değerlendireceksiniz.Futbol adına işler iyi gitmiyor.İbb maçında o kadar iyi değilde ama kanatlar işliyordu bu maçta o da olmadı haliyle mağlubiyet geldi.


Karabük ise flaş takım umarım böyle devam ederler,çünkü izleyenler oyunlarında zevk alıyorlar.Hakeme gelecek olursak tutarsızdı, kontrolü sağlayamadı.


Son olarak artık lütfen şu zeminleri düzeltsinler.Top sahada seke seke gidiyor,spor alanında önemli başarılara attığımız şu günlerde spor branşlarına ev sahibi yaptığımız yerlerde bu kadar kötü sahalar olmamalı lüften.


20 Eylül 2010 Pazartesi

Fenerbahçe:1-1:Beşiktaş



Dün sahada forma giyen toplam 29 oyuncu içinde Cristian ve Nobre dışında ülkesinin milli takımında oynamayan oyuncu yok.Bu da maçın kalitesinin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.

Kadrolara baktığımız zaman Fenerbahçe beklenen 11'iyle sahaya çıktı , Beşiktaş'ta Schuster ise Aurelio-Nobre sürprizini yaptı.Aurelio bir tercih olabilir ama Bobo'nun şu form durumuyla yedek kalması gerçektende Schuster adına büyük bir yanlış.

Fenerbahçe Mehmet Topuz ile Quaresma'ya önde baskı kurdu , Emre ile Guti'ye yoğun baskı uyguladı , Dia ile de Ekrem üzerinde etkili olmaya çalıştı.Beşiktaş ise Aurelio'yu defanstan hiç çıkarmayarak Fenerbahçe'nin olası göbek ataklarını engelledi.

Gole kadar maç orta saha mücadeleleri ile geçti.Ama Hakan'ın hatası ile gelen gol sonrası her şey değişti.Fenerbahçe müthiş bir baskı kurdu , kanatları Dia ve Gökhan ile çok iyi kullandı ve sırasıyla Gökhan Gönül , Niang , Dia ve Alex ile hayret edilecek pozisyonlar kaçırdı.Bunlardan bir tanesi gol olsa belkide Fenerbahçe maçı
3-4 farkla kazanacaktı ama olmadı.




2. yarıda Emre'nin sakatlanması Fenerbahçeye darbe indirdi.Orta sahada Mehmet Topuz bir derece idare etti ama Özer Quaresma'ya tabiki de Mehmet Topuz gibi baskı kuramadı ve Quaresma Gökhan Gönül ile çokça bire birde kaldı.Bu iki oyuncunun mücadelesinin bana vereceği hazzı düşünerek heyecanlandığım sırada sahneye İsmail çıktı ve neredeyse her hücumda Quaresma'ya destek olarak , Özer'in de beklenen savunma performansını sergileyememesinin de yardımıyla Beşiktaş Fenerbahçe sağ kanadını işgal etti.

Beşiktaş pas yapıyordu , açık bulurum düşüncesindeydi , Fenerbahçe ise geçen sene Daum'dan kalan deneyimlerle kapanmaya , savunma yapmaya devam ediyordu.Bu kadar gömülmesine rağmen bile Dia ve Alex ile 2 net fırsattan daha yararlanamadı.

Aykut Kocaman'ın önünde 2 seçenek vardı.Alex'i çıkarıp ya Stoch'u koyarak 3 hızlı adamla etkili kontra arayacak ancak Beşiktaş'ın baskısını durduramayacaktı , ya da Cristian'ı koyarak orta sahayı kalabalıklaştırıp baskıyı azalatcak ancak kontra ataklarla gol bulma şansını azaltacaktı.Kocaman 2.sini seçti ve Cristian'ı oyuna aldı.Nitekim işe yaradı ve Beşiktaş atakları azaldı.Ancak bir anlık hata , Guti'nin müthiş pası ve Bobo...

Aklıma takılan en önemli nokta şu , senin elinde Mehmet Topuz gibi mücadeleci ve Cristian gibi çirkef ve oyuna sonradan girmesi nedeniyle dinç bir oyuncu var.Bu 2 oyuncudan biriyle Beşiktaş'ta hücumu tamamen organize eden Guti'yi kilitlemeye çalışmak daha mantıklı olmaz mıydı?

Beşiktaş zaten yolunda iyi bir şekilde ilerliyor , Fenerbahçe içinse hiç bir şey için geç değil hala bekleme durumundayız.

Maçtaki Olumsuzluklar :

-Hakan'ın , Ekrem'in , Emre'nin ve Volkan'ın sakatlığı.
-Beşiktaş'ın defansı
-Fenerbahçe'nin geçen seneye dönüp 45 dakika defans yapmaya çalışması
-Andre Santos ve Nihat
-Cüneyt Çakır

Maçtaki Olumlu Olaylar :

-Maç içindeki mücadele
-Yazının başında da belirttiğim üzere maçtaki kalite
-Dia ve Guti

NOT:Kaliteden bahsederken tabi kide Selçuk,Cristian,Nobre gibi oyuncuları istisna sayarak kalitenin dışında tutuyorum.
-

19 Eylül 2010 Pazar

Arda'nın her açıdan yokluğu


Şüphesiz Arda Türkiye'nin en iyi yerli oyuncusu.Buna hiç kimse itiraz edemez.Dün Galatasaray 'da Arda'nın yokuluğunu hissetti.Hem de her açıdan.İlk olarak sahada garipsenicek bir durum ama sahanın yaşlı kurtu olan Ayhan'da başka mücadele eden yoktu.Ayhan'ı eleştiren biri olarak ilk kez Ayhan'ı sahada dinç gördüm.Yılmadı hep devam etti.İkinci olarak ise Arda'nın yokluğu yabancı kontenjanının dolu olmasına sebebiyet verdi.Bu tür sahada sizin yumuşak ayaklı oyuncular değil fizik kondisyonu yüksek Cana,Barış gibi oyunculara ihtiyacınız vardır.Arda'nın yokluğu ile Misimoviç'in oynaması Cana'yı yedek kulübesinde oturtmaya zorladı.Halbuki Arda oynayıp çift ön liberoda Cana -Ayhan oynasa orta saha çok daha dinç olurdu.


Oyuncu performanslarına biraz değinmek istiyorum.Neill bu savunmanın emniyet sibobu.Kademeleri gerçekten çok iyi yapıyor.Serkan geldiği günden bu yana özellikle ikili mücadelelerde kendini fazlasıyla geliştirmiş.1-1 kaldığında rakipten önce hamlelerini iyi yapıyor.Tek sorunu pas trafiklerinde sorun yaşaması.Insua iyi bir oyuncu.Dün Buca'nın kanatları iyi kapamasında dolayı bekler pek fazla çıkmadı.Ama o da işin savunma kısmını iyi yapıyor.Orta sahada ise Mustafa Sarp düşüş periyoduna girdi.Ligde ve Avrupa'da oynadığı futbolla bizi mutlu etse de şu an da görüldüğü üzere sahada dökülüyor.Onun için oraya taze kan şart.Pino uyum sürecini atlatamamış gibi.Pas trafiklerinde nereye koşacağını ya da nereye pas atacağını bilmiyor.Aynı şekilde oyunun son dakikalarında bir çok birebir durumda kaldı.Bir pozisyonda Mustafa boştu görmedi bu da takımla daha fazla çalışmasını gerektiğinin bir göstergesi.Misimoviç ise bu zeminde ondan iyi oynamasını bekleyemezsiniz.Zaten daha yeni geldi.Takımla uyum süreci yaşıyor.Ne o takımı ne de takım onu henüz tanımıyor futbol olarak.Bana göre Rıjkaard şu Ardasız periyodu Misimoviç ile atlatmaya çalışıyor.


Galatasaray iki haftalık yenilgi periyodunu ve Avrupa faciasını bu galibiyetlerle atlatmaya çalışıyor.Şu an istesekte takımdan iyi futbol bekleyemeyiz.Takımda şu an için en önemli olan şey skor, iyi ya da kötü futbol değil.Ama bu durum her zaman böyle işlemez.Bu hafta içeride İbb ile olacak maç çok önemli.Çünkü İbb dün Buca'nın yaptığı gibi kapalı savunma yapmaz.Atak futbol oynarlar.Bu da takım için bir handikap olabilir.Yani kısacası Galatasaray ne yapıp edip haftaya kadar iyi çalışıp İbb engeline sonuç odaklı değil anacak ve ancak iyi futbolla aşabilirler.Bu yüzden Rijkaard takıma acilen kulübeden oynaması gerekipte oynamayan oyuncuları takıma sokması lazım.


Birde Buca'ya değinmek istiyorum.Bülent Uygun tipik olarak Sivas'taki taktiği uygulatmaya çalışıyor.İyi defans kontratak futbol anlayışı.Yalnız bu sene bu takım ligde kalırsa ancak seneye uygulayabilir bu taktiği.Bu sene için zor.

14 Eylül 2010 Salı

Galatasaray:1-0:Gaziantepspor

Dün sahada Galatasaray'ı değil geçen seneki Fenerbahçe'yi izledim.Saman alevi gibi parlayıp 10 dakikalık baskılı oyun , geri kalan 80 dakikada futbol adına hiç bir şey yok.

Galatasaray artık eskisi gibi değil.Bir Fenerbahçeli olarak eskiden hep Galatasaray'ın oynadığı oyuna özenirdim.Her zaman atağı düşünürlerdi , 1-0 2-0 3-0 fark etmez tek düşünceleri ataktı.Belki de futbolun doğrusu değildi ama beğenirdim.

Bugünse bambaşka bir Galatsaray var , rakip önemsenmeksizin , gol atmak için debelenen , golü attıktan sonra kapanıp kontralarla gol arayan , golden sonra topa sahip olmak istemeyen , pas yapıp rakibi bunaltmak , oyunu yavaşlatmak ve baskı kurmasını engellemek isteyen , ama başaramayan...

Gaziantepspor ise iyi bir takım , kademeli savunma yapıyorlar , ancak hücumda tam bir etkinlik yok.Zamanla oyuncular kaynaşınca bunun da aşılacağı kanaatindeyim.Tabi bunun için öncelikle Popov'un topu her ayağına aldığında şut çekmemesi gerekir ki dün 2-3 tane Gaziantepspor atağı bu yüzden heba oldu.

Gaziantepspor kadrosunda gördüğüm en büyük artı orta saha oyuncuların hepsinin çift yönlü olması , Olcan-Serdar-Zurita-Popov . Popov ve Olcan kanatlarda hızlı ve adam eksiltme yeteneği olabilen oyuncular.Serdar hem orta sahada savunmayı tamamlıyor hem de hücuma çıkarken , ortadan oyunun kurulmasında önemli rol oynuyor.Zurita daha çok savunmada kalsada zaman zaman hücuma da destek veriyor.

Yeni transfer Misimovic'e gelmek gerekirse , dün herhangi bir etkisini göremedik ama yetenekleri tamamıyla biliyoruz.O mevkide oynayan bir oyuncunun başarılı olabilmesi için takım arkadaşlarıyla vakit geçirmesi , dolayısıyla zaman gerekir.Kesinlikle faydalı olacağını düşünüyorum.

Şampiyonluk Adayları

Şampiyonluğun 5 adayına şöyle bi bakacak ve sıralama yapacak olursak.

1) Trabzonspor : Şu anda en hazır takım görüntüsünde.Kendi oyun sistemlerine bağlılar , şu anda şampiyonluk yarışında diğer takımlardan bir adım öndeler.

2) Bursaspor : Sivasspor gibi "Ben geçen sene başarılıydım , artık hücum oynamalıyım " demediler , şampiyon olmalarına rağmen mantalitelerini değiştirmediler , kadrolarını korudular ve takviyelerle güçlendirdiler.Tam bir takımlar ve bu senede şampiyonlukta iddaalılar.

3)Beşiktaş : İyi yolda ilerliyorlar ama henüz tam hazır değiller.Zamana ihtiyaçları var.

4)Galatasaray : Dün şanslılardı kazandılar , ama her zaman şanslı olmayabilirler.Fenerbahçeden fazla olan tek yönleri daha çok mücadele etmeleri.

5)Fenerbahçe : Tek kelimeyle şu anda berbatlar.Revizyonda olduklarından konuşmak için erken ama bir ance toparlanmaları gerekir , eğer ligi de kaybetmek istemiyorlarsa.

13 Eylül 2010 Pazartesi

Her şey için teşekkürler


Teşekkürler 12 dev adam ve teknik heyet.Bize yaşattığın bu başarılar için.Hiç kimsenin bu şampiyonada bir şey beklememesine rağmen tarihi bir başarıya imza attığın için teşekkürler.Yüreğini,ruhunu sahaya yansıttığın için teşekkürler.


Bir teşekkürde Tanjevic'e.Hastalığına rağmen seanslarını iptal edip,bizi yalnız bırakmadığın için herkesin eleştirilermesine rağmen yılmayıp bizimle birlikte olduğun için teşekkürler....

12 Eylül 2010 Pazar

Finaldeyiz!!!!!!!!!

Mükemmel bir maçtı.Denilecek tek kelime.Her şey için.Mükkemel.Sahada oynayan herkes hatta oynamayanlar dahil.Sırplar bizi kendi silahımızla vurdu.Dış şutları çok iyi kullandılar.Teodosic içeri çok iyi paslar attı.Bunlar onlar adına kısa detaylar.Ama bizim için çok önemli bir şey vardı.İnanç,inanç,inanç.Herkes inanmıştı bu maçı kazanmaya.İnanmayıp ne yapabilirlerdi ki?Turnuvanın Abd ile tek yenilgisiz takımı.Bütün maçlarını 3.periyotta bitirmiş,son periyota antreman havasında geçirmiş bir milli takım.Bu takım finali haketmeyecek de kim haketecek?Sırbistan mı?Son üç maçlarını son saniyelerle kazanmış bir takım.Çekirge bir sıçrar,iki sıçrar üç'de bize yakalanırlar.

Teodosiç bütün maç hakemle oynadı,hep çirkefliklerini gösterdi.Ufak temasları bile faul olarak hakeme yutturdu.Koçları Ömer'in yüzüne darbe geldiğinde onun faul atışlarını iyi atamadığı bildiği için numara yaptığı sandı ve pis pis sırttı.

Bugün belki iyi oynamadık,hem savunmada hem hücumda turnavanın geneline baktığımızda en kötü maçımızı oynadık.Ama sonuna kadar bırakmadık.Biz kovaladık,onlar kaçtı ama en sonunda pir yakaladık ve en uzun 0.5 saniyeyi oynayıp maçı aldık.Ve artık finaldeyiz ve altın madalyayı bu yürekle ve bu mücadeyle alacağız.

11 Eylül 2010 Cumartesi

Bursaspor 2 1 Eskişehir


Anadolu derbisi kıvamında bir maç oynandı Bursa'da.İki takımda aslında bakıldığında geçen sene Bursaspor şampiyon olmasa benzer takım profili çiziyorlardı.İki takımında ateşli seyircileri,deneyimli teknik adamları ve genele bakıldığında iyi kadroları var.Tabi ki Bursa'nın şampiyonluğun getirisiyle gelen transferler kadroyu bir tık yukarı çıkartıyor.Maçın başladıktan sonra maçın hakimi Bursaspor'du demek yanlış olmaz.İlk gol Eskişehir'den geldi Ivankov'un kısa düşen topunu Sezer iyi vuruşla ağlara gönderdi.Aslında bu dakikalardan sonra bazı kontrataklar yakaladı Eskişehir fakat iyi değerlendiremediler.Bu da onların eski performanslarını aradığını bir göstergesi çünkü bir değil birçok kontratak pozisyonu yakaladılar.İkinci yarıda Bursaspor artık daha seri ve daha hızlı oynamaya başladı.Insua'nın çıkmasıyla forveti çiftlediler ve gol gecikmedi.Volkan al da at derecesine ortası ve kalecinin büyük hatasıyla Nunez golü attı.Hakemin maçta en olumlu hareketi olan avantaj uygulamasıyla 2.golü buldular ve maç 2-1 bitti.


Bursaspor iyi bir kadro düzeni oturttu.Takımın içindeki oyuncularla her hafta farklı bir sistem izleyebiliyoruz.Bu takıma giren Insua takıma bir akıcılık getireceği kesin.Maç içinde pek fazla yapamasada yapmaya çalıştığı araya paslar,oyunun bir anda yönünü değiştirmesi takıma yarar sağlar.Daha hiç izleyemediğimiz Steniert var,orta saha Svensson gibi bir isim geldi.


Takım iyi ve derin bir kadroları var. Ligde taş gibi ilerliyor.4 de 4 yaptılar fakat asıl Bursaspor'u şimdi izleyeceğiz.Çünkü ligin başı olsa da bu sene iki kulvarda hatta Türkiye Kupası eşleşmeleride başlayınca 3 kulvarda yarışacaklar.Kendini Avrupa pazarında tanıtmak isteyecek oyuncular var.Volkan,Sercan,Turgay gibi bunlar tabi ki diğer arkaşlarıda mücadele edecek ama onların kendilerin göstermeleri için daha fazla efor gösterecekler.Bu durumda onları hayli yoracak.İşte burdada Ertuğrul Hoca devreye girecek.Gerekli rotasyonlarla oyuncuların hem fiziki hemde mental olarak verimliliğini sağlayacak.


Eskişehir'i ele alırsak defans hattı çok kötü ve çok yorgun.Koray geçen sene sağ açıktı şimdi sağ bek oynuyor.Nadareviç ve El Saka gibi isimler gitti.Orta saha çökmüş durumda.Pres yapan top çalan oyuncu yok.Bir tek Pele birşey yapmaya çalışıyor.Bu maçta 3 oyuncunun maç içinde sakatlanıp zorunlu değişikliklere sebeb olması Rıza Hoca'nın hamlelerini engelledi ama takımın durumu gerçekten iyi değil ve Rıza Hoca üstündeki baskılar git gide artıyor.


Bursaspor yoluna dolu dizgin devam ediyor.Bakalım ileri ki haftalarda haftada 2 maç oynamanın getirisyle ne olacağını göreceğiz.

8 Eylül 2010 Çarşamba

Türkiye 3-2 Belçika


Maça Onur-Sabri-Ömer-Servet-İsmail-Mehmet A.-Emre-Selçuk-Arda-Hamit-Tuncay on biriyle çıktık.Takıma bakıldığı üzere sistem 4-5-1 gibi gözükse de 4-3-3 oynadık.Hamit sol açık oynadı,Selçuk sol iç,Emre sağ iç geride ise Mehmet A. kaldı.Takımda devşirme forvet Tuncay oynadı.Maça başlarken bana göre 4-3-3 sistemine göre forvet ve sağ açıkta sıkıntı vardı.Forvet olarak Semih,açıkta da kadroya giremeyen Kazım oynayabilirdi.Eğer maça böyle başlanılsaydı maç direk Arda'nın omuzlarında gitmezdi ve her iki kanattan daha etkili gelinirdi.Hamit'de Selçuk'un bölgeye geçerdi.İkinci yarı sistem 4-2-3-1 döndü.Tuncay forvet arkası oldu.Semih tek kaldı ileride.Hal böyle olunca Belçika defansı zorlanmaya başladı ve goller arka arkaya gelmeye başladı.Maç 3-2 bitti.


Sistemde artık anlamışlarır Hamit 4-3-3 göre açık oynayamaz.Çünkü birebirde o kadar etkili bir futbolcu değil.Ama sistem ona yönük olduğu zaman dün ne kadar etkili olduğunuda gördük.Aynı şekilde Tuncay'da öyle forvet olmadığını vurduğu o kafa topuyla anlamamız lazım.İkinci yırtıcı forvet ya da forvet arkası oynatabiliriz.Dün Emre ve Mehmet A. iyi anlaştıklarını gördük.Kısacası ilk yarı yanlış,ikinci yarı dosdoğru bir Türkiye vardı sahada.Arda bir değinmek lazım.Eskişehir maçıyla geri dönüşün sinyallerini vermişti.Kazakistan ve Belçika maçlarında devam etti.Oyunun bazı kısımlarında fiziken düştü ama genele yaydığımızda gayet iyi işler yaptı.


Futbol maçlarını izlemeye başladığımdan beri her takımda(Türkiye Liginde) yan toplarda çok zayıf deniyor.Nedir bu hatalar.Kalecinin yanlış çıkışları,boş alan bırakma,adamını kaçırma ve birçok şey.Yan toplarda hatanın tek sebebi pozisyonunun bilgisizliği.Yerini iyi kavrayamamak.Dün yenilen iki golde pozisyon hatalarından ve kalecinin yersiz çıkışlarında goller yenildi.Onur eğer çok iyi bir kaleci olmak istiyorsa yan toplarda iyi karar vermesi lazım.Çok hatalı çıkışlar yapıyor.Yan toplara iyi çalışması lazım.Aynı şekilde Servet'de yenilen golde adamının arkasında olmasına rağmen kafayı vurduttu.Bunların olmaması lazım.Tamam her zaman böyle goller yenebilir ama bu hataları en aza indirmemiz lazım.Artık rakibin kullandığı her yan topta yüreklerimiz ağzımıza gelmesin.

4 Eylül 2010 Cumartesi

Transferler ve Gelecek

(Biraz geç oldu yazım kusura bakmayın malumunuz dershaneler başladı zaman pek fazla artmıyor)





Transfer bitimine 2 gün kala Galatasaray ve Fenerbahçe,bitime dakikalar kalada Beşiktaş transfer bombalarını patlattı.Galatasaray Misimoviç ve Insua,Fenerbahçe Yobo ve Beşiktaş'ta Fatih Tekke'yi kadrosuna kattı.





Önce Galatasaray'a değinmek istiyorum.Orta sahaya maestro görevi görecek bir oyuncu aldılar.Acaba Galatasaray'ın orta sahasında ki sorun bu bölgede miydi?Bunun cevabı tabi ki hayır.Misimoviç benimde beğendiğim iyi bir orta saha oyuncusu.Genellikle kendi bireysel oynayarak değilde takımı oynatarak bir şeyler yapmaya çalışan bunu Bundesliga'da asist kralı olarak gösteren iyi bir duran top kullanıcısı.Misimoviç tipinde ki oyuncular kendilerini gösterebilmesi için arkasında iyi bir orta saha düzeni olması lazım.Bu oyuncunun gelmesiyle ve sahada kendine şans bulması için sistemin 4-3-3'den 4-2-3-1 dönecek,öyle düşünüyorum.Şimdi ön orta sahaya baktığımız zaman hazır halde bir Cana'nın yanında kadroda oyunun her iki yönünü oynayacak bir oyuncu var mı?Cana'da işin defans kısmını üstlenecek bu nedenle transfer edildi zaten.Bu açığı göre göre böyle tipte bir oyuncu alınması garip bir durum.Misimoviç transferini eleştirmiyorum doğru bir transfer, ama transferde öncelik bu bölge olmamalıydı.Diğer transfer ise Insua.Hakan Balta'nın hem fizik hem de mental açıdan yorgun oluşu ve Çağlar'ın sakat oluşu bu transferini gerçeklesmesini sağladı.Son transfer olarak gelmesine rağmen iyi bir transfer.



Fenerbahçe ise Yobo transferini yaptı.Kendisini pek fazla tanımıyorum,ama Lucas Neill'ı yedek bırakan, mücadeleci, güçlü savaşçı bir stoper.Lugano ile iyi bir ikili oluşturacakları aşikar.

Galatasaray ve Fenerbahçe'ye ayrı bir parantez açmamız lazım.Bu iki takımda Avrupa'ya erken veda ettiler.Bunun sebebi herkes tarafından biliniyor.Fenerbahçe'nin Kezman zamanında dile gelen forvet sıkıntısı ve stoper yetersizliği.Galatasaray'ın ise oyunun iki tarafını oynamayan bir orta saha ve yıllardan beri sorun olan beklerin alternatifsizliği.Bu sorunlar herkes tarafından görülüyor.Bilica'nın ligde takıma ne kadar katkı sağladığı,sahada kendi adına oynadığı performans ortada.Sen hala bu adamın yerine transferi 1 gün kala ve avrupadan elendiğin zaman yapıyorsun.Forvet sıkıntısı.Bu durum en az 4 senelik bir sorun.Sen Niang'la daha önce anlaşsaydın şu an belki de Şampiyonlar Ligindeydin.Aynı şey Galatasaray için geçerli.Orta saha bana göre Suat-Okan-Emre zamanından beri kötü.Oyunun iki yönünü taş gibi oynayan oyuncu hatırlamıyorum.Orta sahanın kötülüğü 3 gömlek kalitede ki takıma elenmeni sağladı.Bek alternatifsiziliği keza aynı şey.Beklere yapılacak transfer son güne kalacak transfer mi?

Beşiktaş ise Fatih Tekke ile transferi kapattı.Bana göre Schuster istediği bir transfer değil.O bir pivot santrafor istiyordu,ayaklarına hakim tipte bir oyuncu.Şu an bakıldığında Nobre bana göre Fatih Tekke'den daha kafa toplarına hakim.Bakalım görecez ne yapacak.

Şu an ki kadro yapısıyla derinlik bakımından en iyi kadro Fenerbahçe'de.Hemen hemen her bölgenin alternatifi var.Beşiktaş bu konuda ikinci kalır.Defansta büyük bir sıkıntı var.Sivok'un gidişi etkiledi.Hücum gücu geçen senin Galatasaray'ı gibi.Sakatlık ve yorgun olmazsa yarışın hep içinde kalırlar.Galatasaray ise bir tık daha geride kalıyor.Orta sahanın alternatifsiziliği,forvet özellikli Baros'dan başka oyuncu olmaması sıkıntı yaratır(mehmet batdal sakat olduğu için yaklaşık 2.5 ay yok)Tabi bu takımların dışında taş gibi Trabzon ve Bursa var.Yollarına dolu dizgin devam ediyorlar.Hepsine iyi şanslar inşallah bizlere keyifli dakikalar yaşatan bol bol maç seyrettirirler.


30 Ağustos 2010 Pazartesi

Fenerbahçe:4-2:Manisaspor

Maç kadrosunu görünce Aykut Kocaman hakkındaki iyimser görüşlerim kat be kat arttı.Yıllar yıllar sonra Fenerbahçe'nin ilk 11'inde 2 tane PAF(A2) takımı oyuncusu vardı ; Mert Günok ve Okan Alkan.Mert belki zorunluluktan oynuyordu ama Okan bir tercihti.Bundan önce Bekir,Önder gibi stoperden bozma isimler denenmişti o bölgede Aykut Kocaman'dan önce ve Aykut Kocaman'ın ilk zamanlarında.

Gençleri bir kenara bırakıp kadroların bütününe bakacak olursak ;

Fenerbahçe'de geçtiğimiz maçlarda ruh gibi gezinen A.Santos kesik yemişti ve Caner oynuyordu.Geriye kalan kurguyu ise bozmamıştı.Manisaspor ise klasik 11'iyle sahadaydı.Bucaspordan alınan genç Bekir yerine Yiğit İncedemir oynasaydı daha iyi olabilirdi Manisaspor adına.

Maçın ilk yarısında futbol adına söylenebilecek hiç bir şey yok desek yeridir.Fenerbahçe topa sahipti ama kaleye gitsem mi gitmesem mi şeklinde bir görüntü çiziyordu .Okan'ın muhteşem gayreti ve Manisaspor kalecisi İlker Avcıbay'ın asistiyle gelen golden sonra Fenerbahçe sorunun cevabını buldu ve kaleye gitmemeye karar verdi.Manisaspor da pres yapsam mı yapmasam mı arasında kaldı , cevabı bir türlü bulamayınca ilk yarı top çevirmelerle geçti.

Peki neydi bu maçın ilk yarısını bu kadar sıkıcı kalan.Fenerbahçe 1 hafta önce Trabzonspor'la topun bir o kalede bir bu kalede olduğu yani ciğer bitirici bir maç yaptı.Daha sonra hafta içinde PAOK ile 120 dakikalık bir maç yaptı.Bu 2 maçtanda yenik çıkınca Fenerbahçe hem fiziksel hem zihinsel olarak yorgun düştü.Özellikle 2 kanat oyuncusu Stoch ve Mehmet Topuz'da bu yorgunluk net bir şekilde gözlendi.

2. yarı da çok şükür ki Manisaspor golü ve gol sonrası atakları geldi.Böylece Fenerbahçe kendine geldi ve maçı kazanmak için atak yapmasının gerekli olduğunu anladı.Ki bu ataklardan birinde kazanılan serbest vuruş sonucunda Lugano'nun özlediğimiz müthiş kafa gollerinden biri geldi.

Aykut Kocaman'da gördü geçen maçın yıldızları Mehmet ve Stoch'taki yorgunluğu ve bu 2 oyuncuyu çıkarıp yerine Dia-Özer ikilisini aldı.Bu 2 değişiklik takıma büyük katkı sağladı.Çünkü Fenerbahçe kanatlardan gelemiyordu ve kanatlara dinamik oyuncu gelince bu sorun çözüldü.Ve daha sonra Okan'ın müthiş ortası sonucu Niang'ın kendisini Niang yapan gollerinden biri geldi.Daha sonra Caner'in müthiş pası sonucunda Niang'ı Niang yapan gollerden bir başkası geldi.Simpson'un golü ise skor tabelasını değiştirmekten ve Fenerbahçe'nin defans rezilliğini göstermekten başka hiç bir işe yaramadı.

Daha önceki yazımda Fenerbahçe'nin bir revizyonda olduğunu ve bu revizyon sırasında minimum hasar görmeleri gerektiğini yazmıştım.Ama Fenerbahçe Avrupa'da alacağı maksimum darbeyi aldı.Şimdi yapılması gereken bu darbenin psikolojik etkilerinden kurtulup lige odaklanmak olacak.

Gelelim gözüme çarpan performanslara :

Hüseyin Tok : Bütün maç boyunca Niang ile boğuştu.Çok zor bir iş başardı.Daha erken sarı kart görmesi gerekirdi.Yaptığı fauller çok akıllıca ve yerindeydi.

Nizamettin Çalışkan : Çok yetenekli bir oyuncu.Orta sahada topa çok iyi yön veriyor.Manisaspor için gerçektende Sezer'den sonra çok yerinde bir isim.

Mert Günok : Top Fenerbahçe'nin kalesine çok az geldi ama öz geldi , bu toplarda hep başarılı oldu , gollerde hiç hatası yoktu.

Caner Erkin : Her ne kadar gerçek mevkisi sol kanat olsa da ben sol bekte daha başarılı olacağını düşünüyorum.Topla ne kadar az haşır neşir olursa o kadar etkili oluyor.Adam geçmede zayıf olduğu için sol kanatta çok top kaybediyor.

Mamadou Niang : Ne kadar çok top gelirse kendisine o kadar çok etkili oluyor.Bitirici vuruşları etkileyici.Fenerbahçeli kanat oyuncuları artık rahatlıkla orta yapabilecekler çünkü içeride topa kafa vurup gol yapabilecek biri var!

ve tabii ki son olarak

Okan Alkan : Muhteşem bir yetenek.Gökhan'dan daha iyi olduğu yönleri bile var ; ortaları ve adam eksiltmesi.Gökhan gibi topla dribling yaparken topu ayağından açmıyor , top sanki ayağına yapışıyor.Çok kıvrak ve teknik.Ama fiziksel olarak çok zayıf , zamanla gelişecektir.Ayrıca futbola başladığında sağ açık olduğu için Gökhan ile arka arkaya oynayabilir.

Geri dönüş Es Es:1 3 GS


Süper Ligde en zor deplasmanlar hangileri diye sorsalar en başta vereceğim cevaplardan biri Eskişehir deplasmanı olurdu.Hele ki ligde 2'de 0 çeken ve Uefa'dan elenen bir takım için.Onun için bu maç Galatasaray için dönüşü olmayan bir maçtı.Bu psikoloji ile çıktı sahaya.Erken bir golle başladı Galatasaray.Böyle olunca otomatikman Eskişehirspor dengeyi sağlamak için ataklara daha fazla kişiyle çıktı ve defansta büyük boşluklar verdi.Burdan anlaşılacağı gibi bu boşluklara pas atan iyi bir orta saha oyuncusu olmadığı için Galatasaray adına pek büyük tehlikeler yaşanmadı.Devre 1-1 bitti.İkinci yarı daha mücadeleci bir Galatasaray vardı ve en önemlisi Arda dümene geçti ve bir orkestra şefi gibi takımı yönetti.Ataklarda bütün toplar onda toplandı.Bir golü kaçırdı ama 34 - 40 metrelik deparla Mustafa'nın güzel pası ile 2.golü buldular.3.golde pek gecikmedi gene Arda'nın dar alandaki mükemmel bir dönüşle 3.golü buldular.


Galatasaray zorlu virajı iyi atlattı.Çok iyi bir futbol mu oynadı hayır, ama hırs ve istek vardı.Özellikle bazı futbolcular takıma adına iyi işler yaptı.Arda çok iyi oynadı.Barış didinen isimdi,boşluklara iyi sızdı ama final paslarını iyi yapamadı.Servet defansın en başarılısıydı,ilk kez bir maçta bu kadar uzun topları takım arkadaşlarına başarıyla gitti.Serkan Kurtuluş defans işini çok iyi yaptı.Elano takıma adıan ilk yarıda pozitif hareketler yaptı.


İyi oynayan bütün futbolculara değindik.Ben birazda Ufuk'a değinmek istiyorum.Kaleci tecrübe işidir.Tecrübede oynayarak kazanılır.Dün Ufuk çok önemli bir golü kurtardı ama çok gereksiz bir gol yedi.Ama yediği o golü tecrübesizliğine vermek lazım.Hem Aykut,hem de Ufuk bu yan toplarda biraz zayıflar ve ayakla tutmaları gereken topları yatarak tutmaya çalışıyorlar.Bunun için Nezihi hocanın biraz daha fazla çalıştırması gerekiyor.Ama Ufuk her şeye rağmen bana güven veriyor ve gelecekte çok iyi bir kaleci olacağının sinyallerini veriyor.


Eskişehire değinecek olursak ne zaman ki Pele ofansa daha fazla katkı verip,defansı unutunca orta sahanın bütün dengesi bozuldu.Ivesa daha kendinde değil gibi duruyor.Nadarevic'in eksikliğini hissediyorlar onu boşluğu doldurulamamış.Son olarakta Eskişehir taraftarına her kötü sonuçta Rıza istifa diye bağırıyorlar ama şunu unutuyorlar geçen sene o taş gibi takımın başında Rıza Hoca vardı ve takım 7.sırada ligi bitirdi.Daha ligin başındalar ve bu kadro ile iyi yerlere geleceklerdir ama önce sabır.


Evet bu galibiyet hastanın hayata dönmesini sağladı.Ama hala orta saha perişan halde.Ayaklarında çok top oyalıyorlar.Yavaş ve ağır hareket ediyorlar.Kısacası topu iyi kullanamıyorlar.Transferin bitimine 1 gün kaldı bakalım ne gelişecek ama bu takım bu orta sahayla ligi tamamlayamaz.

27 Ağustos 2010 Cuma

Facia

Maça değinmeye bence hiç gerek yok.Karpaty kalecisi dakika 60 Barış'ın cılız şutunda yere yattı.Düşenebiliyor musunuz? Galatasaray'ın turu geçmek için gole ihtiyacı var ve dakika 60'a kadar bir tane etkili pozisyonunuz yok.90+'da rakip defansın kayıp düşmesi ile Aydın golü atarken gene 90+'da Hakan Balta'nın mükemmel defans anlayışı ile durum 1-1 oluyor ve Galatasaray Uefa'dan eleniyor.



Hazıfalarımızı biraz geriye saralım.Geçen sene ki Galatasaray Manisaspor maçında Rijkaard bir hamlesi herkes tarafından eleştirilmişti.Neydi bu hamle Servet yedek oturup onun yerine Hakan Balta stoper oynamıştı.Bu duruma herkes tarafından çok büyük eleştiriler gelmişti.Ama bu hamlenin tek bir sebebi vardı o da topu oyuna Lucas ile birlikte daha iyi sokabilen bir defans oyuncusu ihtiyacı.Bu çok açık ve net bir durumdu.İyi bir defans oyuncusu,oyunun her iki yönünü iyi oynayan bir orta saha oyuncusu istiyordu.Ama kimler alında,yerine kimler satıldı.Ali Turan,Serdar Özkan,Pino,Çağlar,Mehmet Batdal,Cana gibi oyuncular alındı.Şimdi bunlar yerine gelen oyuncuların hangisi tam Rijkaard'ın istediği oyuncular diyebiliriz.Ali Turan satılan Uğur Uçar'ın tırnağı olamaz.Devşirme bek oynuyor zaten.Ayrıca Kayseri'de bek oynadı diye illa bek oynayacak değil ya.Çekin stopere bir de orda deneyin.Serdar Özkan gerçekten gençlik döneminde oynadığı futbolla yakından uzaktan alakası olmayan feci bir futbol oynuyor.Pino,Çağlar gibi oyuncuları daha izleyemedik bile.Bu futbolcu transfer politikası yönetim transfer açısından sınıfta kalır bir karne.


Galatasaray Başkan'ı hala medya üzerimizde fırtanalar olduğunu söylüyor diye açıklamalar yapıyor.Sizce Galatasaray'ın bu durumu neyi gösteriyor?Galatasaray şu an bir bunalımda.Uefa bunların üstüne tuz biber ekti.Umarım çabuk atlatılır.Bu durumdan kimse zarar görmeden...

23 Ağustos 2010 Pazartesi

GS 0 2 BURSA SORUNLAR DİZİNİ


Galatasaray bu sezon bana göre en iyi maçını oynadı Bursa'ya karşı.Tek eksiği goldü ve onu da bulamayınca 2-0 gibi bir skor oluştu.Önce Bursaspor 'a değinelim.Maç başladığında baskıyı hissederken ilk ataklarında golü buldular.Sonra çok iyi bir kapalı savunma yaptılar.Orta sahayı kalabalık tutup, kanatları iyi kapattılar ve ileride ki hızlı oyuncularına da güvenerek skoru tuttular.Galatasaray Bursa'nın bu oyun stiline karşı orta sahanın ileriye top taşıyamamasından ötürü bireysel oyuncuların akınları gelmeye başladı ve kornerler bularak gol aradılar.Bakıldığında kornerlerde oluşan karambol toplarından birini gol yapabilirlerdi ama malesef bu akınlarda sonuçsuz kaldı.İkinci yarıda böyle devam ederken bitime sayılı dakikalar kala herkes Galatasaray'dan gol beklerken Bursa ikiyi buldu ve maç bitti.


Önce şu hakem muammasını bir ortadan kaldırmak gerekiyor.Bu maçta hakemin suçu olduğu kadar bu maça bu hakemi atayan federasyonda suçlu.En az Ts-Fb maçı kadar önemli bir maça siz gidip ligin en deneyimsiz hakemlerinden birinden verirseniz her zaman ki gibi zor durumda gene siz kalırsınız.Volkan Şen pozisyonu gayet açık ve net.Bunu hakemin görmemesi mümkün değil.Net bir kırmızı kart.Aynı şekilde Baros'un hakeme arkadan çarparak yaptığı harekette kasıtlı bir davranış ve o da kırmızı kart.Ama şunu unutmayalım ki eğer Volkan atılsaydı o Baros hareketide böylelikle olmazdı.


Gelelim bu kötü gidişin sorumlusuna.Bana göre tek sorumlu yönetim.Zamanında transfer yapmayarak yada yapamayarak hem takımı, hem kendini, hem de teknik heyeti zor durumda bıraktılar.Hala transfer bitimine 14 gün var diyerek dolaşıyorlar.Eee ne oldu 1 hafta kaldı.Elde ne var gene sıfır.Zaten bana göre hazırlık kampına yetişmemiş oyuncu bana göre hazır bir transfer değildir.


Takımın orta sahasına geçen yıldan beri sürekli bir transfer yapılacak deniliyor.Ama elde hala bir şey yok.Eğer bu takım şu durumda ise bunun tek sorunu iyi bir orta sahasının olmayışındandır.Takımda dikene gitmeye çalışan bir tek oyuncu Mustafa Sarp o da yetenekleri el verdiği ölçüde işi yapabiliyor.Artık bu işler eğer Mustafa'ya kaldıysa vay Galatasaray'ın haline.


Burada bana göre tek masun olan şey taraftarlar.Gene üzerine düşen görevleri fazlasıyla yaptılar.Rakipleri transfer konusunda fırtınalar estirirken onlar hala takımların olana sevgiyi sonsuz bir şekilde devam ettriyorlar.Umarım böyle devame ederler.


Bir paragrafta Arda'ya açmak istiyorum.Sahada ruh gibi dolaşıyor.İlk maçları izlediğimizde tamam bu Arda Galatasaray kurtarır diyorduk ama son 3 maçtır vasat bir futbol oynuyor.Umarım kendine gelir.


Son olarak en acısında veda sezonunda en kolay rakibe karşı bile Galatasaray içerideki 3 maçınıda kazanamıyor olması.Bunu yineleyeceğimi söylemiştim ve gene söylüyorum TRANSFER,TRANSFER,TRANSFER...

20 Ağustos 2010 Cuma

Paok-Fenerbahçe



Bu öyle bir maçtı ki kuralar ilk çekildiği andan itibaren iki tarafın seyircilerini de heyecanlandırmıştı.Paoklular kendi deyimleriyle kendi şehirlerinden bir takımla , Fenerbahçe ise yıllar sonra bir başka Yunan takımıyla karşılaşacaktı.

Tabi ki günler önce forum sitelerinde ve facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinde küfürleşmeler yaşandı.Ancak maç günü Paoklular biraz değil fazlasıyla ileri gitti.Paokun taraftar grubunun bulunduğu Gate 'den bir kaç kişi "güvenlik" tişörtü giyerek taraftarlarımızı aradı.Bir çok Türk bayrağını içeri almadılar.Atatürk pankartını siyasal içerik sayarak stada sokmadılar.Dahada ileriye giderek oruçlu olan taraftarlarımızın yanlarında getirdikleri erzaklara el koyma çalıştılar.




Günlerdir sosyal paylaşım sitelerinde süregelen bir Paok-Beşiktaş kardeşliği var.Nedenini henüz anlamamakla birlikte maç için Paok sitelerine baktığım zaman gördüklerimle daha büyük bir hayal kırıklığına uğradım.Paok taraftarları Beşiktaşlıları Anti-Kemalizmci olarak tanımlıyorlardı.Umarım Beşiktaşlılar bunu ve bir üstteki paragrafı da dikkate alarak bu kardeşlik meselesini bir kez daha düşünür.

Maça gelecek olursak , Fenerbahçe bir deplasman takımı maça nasıl başlaması gerekirse öyle başladı.Ama Paok birazda şansının yardımıyla golü buldu ve Fenerbahçe'de ipler koptu.Kimse bilinçli bir iş yapmıyordu neredeyse.İlk yarının son dakikasında Gökhan o topu çizgiden çıkarmasa , belki de ben buraya farklı şeyler yazarak başlayacaktım.

İkinci yarıda ise Semih-Niang değişikliği vardı.Niang çok önemli bir silah , sırtı dönük top alabiliyor ve iyi duvar olabiliyor , son vuruşları iyi , hızı fena değil , kafa toplarında etkili , topsuz alanda rakibi yoran , kendine ve takım arkadaşlarına alan yaratabilen bir oyuncu.Bence son yıllarda Türkiye'ye gelen en iyi forvetlerden biri belki de en iyisi.

Kırmızı karta kadar iyi bir oyun sergiledi Fenerbahçe ama ne olduysa karttan sonra oldu.Rakibin eksik kalması avantaj yerine dezavantaj oldu Fenerbahçe adına.Rakip kapandı ve Fenerbahçe bir türlü açamadı , son dakikalarda bireysel hatalardan kaynaklanan iki takımın karşılıklı pozisyonu vardı , onun dışında Fenerbahçe sadece top çevirdi.




Peki Fenerbahçe neden rakibi açmadı ;

1) Fenerbahçe'nin sol kanadı hiç çalışmadı , Caner neredeyse "0" katkıyla oynadı.Santos da tek başına varlık gösteremedi.Mehmet-Gökhan sağdan gitmeye çalıştı , ama tek kanat işleyince rakip kendi sol kanadına önlem aldı , Mehmet de içeriye girmeye başlayınca , alan daraldı , dolayısıyla rakibi açmak zorlaştı.

2) Orta sahada Cristian-Selçuk ikilisi çok top yapacak bir ikili değil.Bence Aykut Kocamanın maçtaki en büyük hatası buydu.Takımın ortasındaki yani oyun kuracak oyunculara bakarsak :

Lugano-İlhan-Cristian-Selçuk-Alex

Lugano topu ne kadar az ayağında tutarsa o kadar iyi.
İlhan'ın tekniği yüksek ve oyun kurucu stoper yeteneğine sahip.Ancak top alıp gidecek adam olmayınca o da topu şişirmek zorunda kaldı.
Cristian ve Selçuk düz oyuncular, oyunu dikine oynamaktan ziyade , enine oyunu açacak paslar atabilirler ancak.Kanatlarda da hareket olmayınca kendi aralarında boş pas yapıp durdular.
Alex , Emre olmayınca sorumluluk alıp orta sahaya gelerek topu ileriye taşıması gerekirdi.Bunu yapmayınca takım organize olamadı.

Peki , Aykut Kocaman ne yapabilirdi?
- Alex'in yerine Özer'i oynatabilirdi.Özer orta sahaya gelip topu ileriye taşıyan bir oyuncu.
- Cristian-Selçuk ikilisinden biri yerine Mehmet-Özer ikilisinden birini oynatıp sağ kanada yine bu ikiliden diğerini oynatabilirdi.
2. maç için kilit oyuncular : Niang,Özer,Mehmet,Stoch

2. maçta Paok takımı muhtemelen kapanacaktır.Niang'ın sırtı dönük duvar olma ve Mehmet,Stoch,Özer'in defans arkasına verkaç özelliğinden yararlanılırsa Paok defansını açmak daha kolay olacaktır.Kadro olarak ise şöyle bir kadro sahaya sürülebilir :




Fenerbahçe iyiye gidiyor

Hazırlık maçlarına , Young Boys maçlarına ve Antalyaspor maçının 2. yarısına baktığımızda (İlk yarı Antalya futbol adına hiç bir şey yapmadı.) Fenerbahçenin günden güne daha iyiye gittiğini görmekteyiz. 6 yada 7. haftada Fenerbahçe , Aykut Kocaman'ın istediği futbolu oynamaya başlayacaktır(en azından öyle olmalı).Burada önemli olan o haftaya kadar mümkün olduğu kadar az puan kaybı yaşamak.