” Futbol asla sadece futbol değildir, o öyle bir işlevi olabilecek güçtür ki , ancak o gücü anlayabilecek duyarlı, olgun yandaşlar ve sporcularla doğru ve etkin olabilecek, bu özelliklerini toplumsal fayda unsuru olarak da kullanabilecektir.Futbol da ” Savaşa Hayır” demelidir, diyebilmelidir ve dediğinin arkasında durmalıdır.Mücadelesini sahada bırakırken , ebedi dostluğunu barışın uğrunda saha dışına taşıyabilmelidir.Hemde onu bu yolda baltalamaya çalışan birçok düşmana rağmen.Futbol bir güzelliktir.Güzellikleri çirkin kılmak için gösterilen çabaların bir parçası olmayan futbol sever sayısının ve etkinliğinin artması dileğiyle bu yazımı statlardan ” Savaşa Hayır” diye haykırmış tüm sporseverlere ithaf ediyorum."

Simon Kuper

30 Temmuz 2010 Cuma

Alex'in Limiti Dolmuş

Her ne kadar 2-2 avantajlı bir skor da olsa Fenerbahçe mucize eseri elde etti bu skoru.Aslında Fenerbahçe elde etmedi , Young Boys hediye etti.

Öncelikle Fenerbahçe'nin kadrosunu ele alalım :

Volkan

Önder Bekir Bilica Santos

Emre(Deivid) Cristian

Kazım Alex(Semih) Stoch

Gökhan(Selçuk)

Aykut Kocaman'a , oynatmaya çalıştığı oyun sistemi ve mantalitesi nedeniyle saygı duyuyorum.Büyük bir takımın oynaması gerektiği oynatmaya çalışıyor Kocaman , geçen seneki gibi " 1 at yat" yapmıyor yani.

Oyuncuları tek tek ele almak istiyorum , çünkü sistemin kopuk olmasının nedeni oyuncularda yatıyor.

Volkan Demirel : Çok fazla yorum yapmaya gerek yok , müthiş bir oyun ortaya koydu.

Önder : Bir kez daha sağ bekte oynayamayacağını kanıtladı , topla ilişkisi "0".İleriye çıkıyor , ama yararlı olamıyor.Savunmada ise sürekli Bekir'in yanına gidip kendi adamını boş bırakıyor.Sağda Bekir ortada Önder oynasaydı hem oyuncular hem takım için daha hayırlı olabilirdi.

Bekir : İyi niyetli , mücadele ediyor , elinden geleni yapıyor , ama yeteneği , yapabilecekleri belli , yararlı bir futbolcu ama ancak rotasyonda kendine yer bulabilir.

Bilica : Kapanan , dar alan savunmasında ne kadar iyi olduğunu bir kez daha gösterdi.Bu performansını savunma ileride kuruluykende gösterebilse Fenerbahçe'de savunma 4-3'lük olurdu.

A.Santos : Çok soğukkanlı , hatta bazen fazla soğukkanlı.Konsantre olduğu zaman savunmada çok iyi işler yapabiliyor.İlk yarıda çok iyiydi ama hala ufak bir kilo problemi var.

Kazım : Eski haline geri dönmüş gibi.Böyle devam ederse Dia-Mehmet-Özer den formayı zor alır.

Emre-Cristian : Cristian tamamlayıcı bir oyuncu.Fazla koşmuyor.O koşmayınca bütün yük Emre'ye biniyor orta sahada.İkili mücadelelerde çok çekingen , topa müdahele etmeye korkar gibi.Emre tek başına mücadele etti , hatta maçı yorgunluktan tamamlayamadı bile.

Stoch : Fenerbahçe son yıllardaki en iyi ve faydalı hatta en iyi ve TEK faydalı transferini yaptı.Henüz 20 yaşında ve yetenekleri ölçülemeyecek derecede muhteşem bir oyuncu.Stoch sayesinde belkide Fenerbahçe ilk defa , bir oyuncudan maddi anlamda kazanç sağlayacak.

Alex : Tek kelimeyle sıfırdı.Bir tek Kazım kırmızı kartı gördükten sonraki ilk pozisyonda defansa gelip top çıkardı , onun dışında hiç bir faydasını göremedim , ne hücumda ne savunmada.

Gökhan : 2 golünde asistini o yaptı , bu takımda oynayabilecek kalitede olduğunu gösterdi , topu saklama konusunda da kendisini geliştirirse forvet transferine gerek kalmaz.

Gökhan Önder'in , Lugano Bekir'in yerine gelince , defanstaki bireysel sorunlar giderilecek.Ama Fenerbahçe'de ki en büyük sorun orta sahada , Alex artık bu takımın oyuncusu olamayacığını bir kez daha gösterdi.Alex yerine Selçuk oynayıp orta saha 3 lendiği takdirde takım savunması daha fazla gelişmiş olur.Ayrıca bu 3 lü kanatlara da daha rahat yardım edeceği için , kanatların savunmaya daha az gelmesi sağlanır böylece daha az yorulurlar ve hücumda daha faydalı olurlar.

Fenerbahçe'nin tek sorunu orta sahada.Cristian-Emre-Alex yerine Cristian-Selçuk-Emre oynarsa takım adına daha faydalı olurlar.Yani Fenerbahçe'nin asıl ihtiyacı forvet değil defansif bir orta saha.Aykut Kocaman'ında bunu görmekte geç kalmayacağı kanaatindeyim...

Gülme komşuna gelir başına




Sezonun ilk maçı ASY'de.Herkesin çantada keklik gibi gördüğü bir Avrupa Kupası eşleşmesi.Herkesin dilinde 3 olur yok yok 3 az, en 4 atarız lafları dolaşıyor.Ama Galatasaray taraftarının unuttuğu bir şey var sezonun ilk resmi maçı bütün takımlar için zordur.Nitekimde öyle oldu Galatasaray için.Maç Galatasaray için tüm 90 dakika baktığımızda çok zor geçmedi ama sonuç can sıkıcı idi.Tek yabancı ile başladı Frank Rijkaard.İlk dakikalardan itibaren Galatasaray ağırlığını koydu maça her ne kadar Ofk Belgrad'ın bazı atakları yürekleri ağza getirsede.Çok geçmeden golü buldu Galatasaray sahanın yıldızı Arda ile.İlk yarıyı böyle bitirdi Galatasaray.İkinci yarı başladığında Galatasaray 2'yi bulup rahatlamak istiyordu.Serdar Ö. ve Mehmet Batdal çıkıp, Pino ve Kewell girdi.Çok gecikmeden Kewell'ın usta işi ara pası ile top Pino'da buluştu,Pino Kewell'a pas atayım derken defans araya girdi ve Arda topu boş kaleye yolladı.Ne olduysa bundan sonra oldu.Rakip bir serbest vuruş kazandı,top Arda'nın sırtına çarpıp(Aykut'un büyük hatası var çünkü topun oraya gideceğini daha önce sezip o yöne hareket etmesi gerekirdi.) gol oldu.Gene bir duran topta rakip oyuncu antreman yapar gibi yükselip kafayı vurdu ve maça noktayı koydu.




Şimdi gelelim Galatasaray'ın olumlu yönlerine.Olumlu yönlerine önce söyleyeceğim tek olumlu bir olay vardı o da Arda'nın varlığı idi.Gerçekten çok iyi çalışmış,kafasında ki herşeyi bir kenara bırakmış sadece oyununa bakıyor.İşte bizim tanıdığımız Arda'da zaten bu.




Olumsuz özelliklere gelecek olursak takım savunması halen çok zayıf.Top rakipte olduğunda savunmada yardıma gelen bir oyuncu yok.Gelen varsa da 1 kere geliyor 3 kere ileride kalıyor.Galatasaray'ın orta sahasına topu iyi kullanan ve savunma yapmayı da bilen bir oyuncu alınması gerekiyor.Ne forvet ne kaleci her şeyden önce bir orta saha.Çünkü Galatasaray maç boyuncu ortadan neredeyse hiç gelemedi.Ataklar hep Arda üstünden oynanıyor.Eğer bu böyle giderse Arda geçen sene olduğu gibi bu tempoya dayanamaz ve inişli çıkışlı bir grafik çizmeye devam eder.Bu yüzden orta saha alınacak bir kaliteli oyuncu işi çözebilir.İyi bir Elano bu takıma çok katkı sağlar.Orta sahaya bir kuvvet getirir.




Galatasaray transfer için oyuncu satmayı beklemeden artık parayı nerden bulur bilemem ama en az 2 transfer yapması gerekir.Galatsaray'ın bana göre temel sorunu orta sahadan iyi top çıkaramayıp,iyi top kullanamamaları.Bu sorun çözerse Galatasaray çok önemli bir aşama kaydeder.


21 Temmuz 2010 Çarşamba

Değişen Transfer Politikası


Evet Fenerbahçe bir yeni transferini daha açıkladı.Issiar Dia.Futbolcunun kendisini pek fazla tanımıyorum.Ama dinlediklerim ve okuduklarım kadarıyla hızlı,içeri kat edebilen,iki ayağını kullanabilen,futbola başladığında son vuruşları yapma konusunda pek fazla başarılı olamasa da bu sezon Nancy 8 gol atarak son vuruş becerisini geliştiren bir oyuncu.Burada asıl değinelecek olgu artık takımların transfer politikalarını değiştirmiş olmaları.Artık transfer yapılırken yıldız oyuncu olsun,herkes tarafından tanınsın değilde gelecek vaat eden,yetenekli oyuncu profiline dönmeye başlanmış olması.Galatasaray Pino'yu aldı.Çok tanınan bir oyuncu değil yetenekli,hızlı takıma daha fazla katkı sağlayabilecek bir oyuncu.Adnan Polat yaptığı açıklamada tanınan değil gelecek vaat eden yetenekli oyuncular alınacak dedi.Bu değişimin bir göstergesi.Yani artık asıl önemli olan tek bir yıldızın takımı daha ileriye götürmesi değil de,takımın olgusunun ortaya çıkması.


Aykut Kocaman bence Fenerbahçe'de büyük bir tabuyu yıkıyor.Artık transfer yörüngesini Avrupa'ya çeviriyor ve artık genç yetenekli, topla birlikte takımı hızla ileri çıkarabilecek oyuncular aldı.Bu sene yaptığı transferlerle Fenerbahçe oyun sisteminde de büyük değişiklik yapıyor.Sisteminin 4-4-1-1 çevirmeye çalışıyor.Tabi ki bu sistemi takıma kabul ettirmek hemen olmayacak ama Fenerbahçe gerçekten büyük değişim içine giriyor.Eğer bu değişmeyi iyi kaldırabilirse gerçekten Avrupa'da çok önemli bir kulüp haline gelebilir.

18 Temmuz 2010 Pazar

Leo'nun gidişi ve kaleci sorunu


Galatasaray resmi sitesinde duyurduğu üzere Leo Franco ve Marcelo Carrusca ile yollarını ayırdı.Uzun zamandır görmediğimiz Marcelo Carrusca'a futbolculuk hayatında başarılar diliyoruz.Asıl yorum yapmamız gereken oyuncu ve konu kaleci Leo Franco ve Galatasaray'ın yıllardan beri dile gelen kaleci sorunu.




Evet Galatasaray bir sorunlu yabancı kalecisinden daha kurtuldu deniebilir.Leo Franco İspanya Liginde oynamış deneyimli bir kaleciydi ve Galatasaray'a bu deneyimlerini aktarır ümidiyle transfer edildi.Maalesef son 3 yıldan beri söz edilen yabancı kaleci sorunu bir kez daha patlak verdi.Galatasaray Taffarel ve Mondrogon'dan sonra bir türlü iyi bir yabancı kaleci transfer edemedi ya da gelen kaleciler uyum sağlayamadı.Bir tek Kalli zamanında Türk kaleciler kaleyi korudu ve gayet başarılı sezon ortaya koydular.Tamam hata yapmadılar yaptılar en az gelen yabancı kaleciler kadar belki de daha az.Galatasaray yönetimi bu sezon yabancı kaleci transfer etmeyeceğiz diyor.İleriki günlerde bu haberin ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğunu göreceğiz.Ama kale şuan Aykut-Ufuk-Emirhan üçlüsüne kalmış görünüyor.






Bu üçlünün yaş ortalaması çok genç.Şu an baktığımız zaman Türkiye'nin en iyi kalecisi Volkan Demirel herkes hemfikirdir bu konuda.Peki geçmişe baktığımızda Volkan Demirel kaleye o zamanın en iyi kalecisi(şu an Volkan'dan sonra en iyi kaleci) olan Rüştü'yü keserek geçmemiş miydi?


İşte Galatasaray'da bu eksik Türk kaleciye güven.Hep kaleci transferini yabancılardan kullanmaya çalışıyor.Halbuki böylelikle yabancı kontenjanını da boşu boşuna dolduruyor. Elinde gelecek vaat eden özellikle Ufuk ve Emirhan varkende onların geleceğini çalıyor.Umarım Galatasaray bu yanlışa bir son verir ve elindekileri değerlendirir.

13 Temmuz 2010 Salı

KUPANIN GERİDE BIRAKTIKLARI


Bir Dünya Kupasını daha geride bıraktık.Kupanın ilk maçları izleyenlere hiç tat vermedi bende içlerinde olmak üzere.Ama sonraki tur,çeyrek ve yarı final eşleşmeleri izleyenleri özellikle mücadele bakımından epey bi doyurdu.Bu Dünya Kupasında arasında dağlar kadar fark var dediğimiz takımlar kondisyon ve disiplinle bu açığı kapadılar.Böylelikle bol gol izleme şansı pek fazla olmadı.Herkes mücadele ile ön plana çıktı.



Bu kupada hiç beklenmeyen takımlar ön plana çıktı ve turnuvanın yıldız takımları arasına oturdu.İlk takım olarak buna Gana diyebiliriz.Gerçekten bir Afrika takımı olarak turnuvaya renk kattılar.Oyun anlayışları,mücadele güçleri,hırsları herkes tarafında beğeni ile karşılandı.Tek eksiklere hücumda Gyan yardımcı bir adam olmayışı ve final paslarında başarılı olamamalıydı.Diğer takım Paraguay.Mükemmel bir takım savunması var.Herkes takım için elinden geleni yapıyor.Ama ileride yetenekli ayaklar sayısı pek fazla olmayınca bu kupada tutunamadılar.Güney Kore'de turnuvanın başarı takımlarındandı.Disiplinli futbolu sahanın her tarafına işlemiş.




Her ne kadar kupada yükseliş yapan takımlar varsa aşIrı bir düşüş sergileyen takımlarda vardı.Kupanın hüsran yaratan takımları ise İtalya ve Fransa.Fransa içindeki yıldızlara rağmen takımın Domenech ile yaşadığı sıkıntılar,Domenech'in takımda otorite kuramaması Fransa Federasyonunun Euro 2008 olduğu gibi hocanın arkasında durmaması başarısızlığın başlıca sebebi idi.İtalya ise Lippi kendine aşırı bir özgüvene sahip idi.Bana göre kadro seçiminde büyük yanlışlar yaptı.Bu yanlışlarda onların sonunu getirdi.




Kupanın hayal kırıkları ise benimde tuttuğum Maradona'lı Arjantindi.Maradono o başarılı futbolunu teknik direktörlük konusunda pek fazla gösteremiyor.Arjantin'in bana göre hücum hattı dışında geriye kalan hiçbir bölgesinde bir uyum ve beceri yok.Evet orta saha ve defansta başarılı oyuncular olabilir ama başarılı oyuncu olması kupayı almak için yetmez.Başarı için bir bütünlük gerekir.Burada önemli hususta Inter'in en önemli iki adamı Cambiasso ve Zanetti'yi almamasıydı.Bu oyuncular oynadıkları takımın bel kemiği oyuncuları.Bu oyuncular olsaydı belki bir canlanma olabilirdi.Çünkü Arjantin bu iki oyuncuyu aradı.


Kupanın hakemlerine gelecek olursak pek başarılı bir grafik sergilemediler.Turnavanın en başarılı hakemi ise Azeri hakem Rahsan Irmatov idi.Yönettiği 5 karşılaşmayı da çok iyi yönetti.


Kupanın saha dışı yıldızları ise 3 tane sayılabilir.İlk olarak Vuvuzella.Herkes bu sesten tiksiniyordu.Arı vızıltısı gibi çeşitli tabirler takıldı.Ama zaman geçtikçe bu sese alışıldı ve kupaya damgasını vurdu.Diğer bir yıldız ise Kahin ahtapot Paul'du.Euro 2008'de 6/4 yapan Paul,bu sefer 8/8 yaparak kupanın yıldızları arasına girdi.Son yıldız ise herkesin çok yoğun eleştireleri mağruz bıraktığı Jagulani.Bu topla oynamadan bilemeyiz bu top takımlara büyük acılar yaşatmadığı için son sıradaki yerini aldı.


Futbolcu bazında baktığımız zaman kupanın 2 büyük yıldız var.1.olarak Forlan,2.olarak Thomas Müller.Oynadıkları futbolla herkesi hayran bıraktılar.Mülleri piyasa değerini bu kupa ile 2'ye katladı.Forlan ise takımının hücum gücünü tek başına oluşturarak yıldızlar arasına girdi.


Kupanın 11'i

Neuer


Sergio Ramos Pique Puyol Gio


Müller Schweinsteiger Xavi Villa


Snejder


Forlan


T.D:Joachim Löw


3 Temmuz 2010 Cumartesi

Elvada Sihirbaz



Bu sabah itibariyle Haldun Üstünel'in Yönetim Kurulu A.Ş'deki görevinden istifa etti.Herkes ortalık biraz yatıştı,Galatasaray yönetimi transfere odaklanmış derken bu haber ile bütün Galatasaraylı taraftarlar sarsıldı.




Bu istifanın geçmişi transfer sezonu açılmamışken transfer konusunda en önemli rolü üstlenen Haldun Üstünel'in görevinin Adnan Sezgin ile paylaştırılması idi.Haldun Üstünel Galatasaray tribünlerinden gelen bir insan.Galatasaray'taki görevini hem profesyonel hem de dışarıdaki takımına bağlı bir taraftar duygusallığı ile yöneten bir yönetici.Haldun Üstünel gerek duruşu ile gerek takıma bir yönetici olarak sağladığı katkı ile kendini kanıtlamış biri.Haldun Üstünel'in bir yönetici olarak sadece transferdeki baş aktör oynama rolü elinden alınmamış bir de Sportif A.Ş ile Futbol A.Ş birleşmesi onun susmasına tuz biber ekmişti.Çünkü bu birleşme ile bütün güç Adnan Sezgin'in elinde toplanacaktı. Sözüm ona yenileşmeye, kadro yapısını gençleştirmeye gidecek olan Galatasaray Haldun Üstünel'i böyle istifaya zorlayarak işleri daha da karman çorban etti.




Ne zaman Adnan Sezgin ile Haldun Üstünel karşılaştırılıcak olsa Adnan Sezgin hem kötü olmuştur.Yaptığı transferler, takındığı yönetim anlayışı, futbolcu ilişkisi hep kötü olmuştur ve taraflı tarafsız kimse tarafından beğenilmemiştir, Adnan Polat hariç.Adnan Polat ile Adnan Sezgin arasında kimsenin çözemediği bir bağ var.Adnan Polat nereye giderse gitsin gittiği her yerde yapılan eleştirilere hep savunmuştur Adnan Sezgin'i.Zaten bu bağ yüzünden şu an ki olaylar Galatasaray yönetiminin başına geldi.


Adnan Sezgin'in varlığı daha Galatasaray'a gelir gelmez herkesi rahatsız etmiştir.Bülent Tulun'un o zor zamanlarda bile yaptığı önemli transferler var.Örnek olarak Saşa İliç.Bülent Tulun zor zamanlarda işini gayet iyi yürütüyordu herkes arası gayet iyi idi.Fakat Adnan Sezgin geldiği zaman birçok başarısız transfere imza attı.İnamato,Carrusca ve Lincoln gibi birçok başarısız transfer.Zaten o dönemden sonra Haldun Üstünel çıktı Kewell,Baros,Rijkaard,Johan Neeskens, Lucas Neill gibi pek çok isim getirdi.Bu istifa ile güzel sihirlerin olduğu dönemde kapanmış oldu.




Haldun Üstünel yaptığı bu hareket bana göre çok onurlu ve şerefli bir harekete imza attı..Zaten istifa mektubunda da ne kadar önemli bir duruş sergilediğide ortada.Elvada Sihirbaz...

1 Temmuz 2010 Perşembe

Caner boğazın diğer kıyısında


Fenerbahçe kadrosunu geçen sene Galatasaray'da kiralık oynayan Caner Erkin ile güçlendirdi.Yapılan antlaşmaya göre Cska Moskova'ya bonservis bedeli 2 milyon Euro verilmiş ve Caner ile 4 yıllık bir antlaşma imzalanmış.Caner Erkin geçen sene Galatasaray'da oynadığı futbolla futbolseverler tarafında pek beğeni kazanamadı.Bunun için en büyük etken ise Caner'in asıl mevkisi olan sol açık pozisyonunda değilde sol bek pozisyonunda oynuyor olmasıydı.Caner futbolcu yapısı ile savunma yapmaya pek sevmeyen bir isim.Savunmak yapmak ona Galatasaray'da bir yük gibi geliyordu ve bunu da pek yapamıyordu.Tabi Galatasaray Caner transfer ederken aklında tek olarak düşündüğü bir mevki vardı o da bek pozisyonuydu.Çünkü o zamanlarda açık mevkinde Kewell,Aydın,Arda gibi pek çok isim vardı.Transfer gerçekleştikten sonra ilk zamanlar Hakan Balta'nın sakatlandığı zaman forma şansı bulabiliyordu.Ama zaman ilerledikçe Servet'in form düşüklüğü Hakan Balta'yı stopere Caner'i de bek olma şansını ortaya çıkardı.Caner burada takımında kötü gidişiyle birlikte pek fazla kötü oyunuyla göze batmadı ama herkes biliyor ki Caner'in asıl mevkisi sol bek değil sol açık idi.





Gelelim Fenerbahçe bu oyuncuyu acaba hangi pozisyona transfer etti?Aykut Kocaman'ın aklında hangi fikirler var?Herkesinde tahmin ettiği üzere Vederson'un Bursaspor'a gitmesiyle bek açığı vardı ve Caner ile bu açık kapandı gibi gözüküyor.Caner'in buradaki performansı çok önemli.Buradaki ilk isim tabi ki Dos Santos ama o da sakatlandı mı tam sakatlanıyor!İşte bu zaman aralığında oynayacağı oyun,oyuna katkısı,kanattan Caner ile gelen bindirmeler ne olucak izleyip göreceğiz.Ama Aykut Hoca geçen senede biraz takip etmiştir, Caner'e çalıştırması gereken en önemli şey verkaçlardan sonra içeri açacağı ortalar.Çünkü geçen sene bu ortalar Galatasaray taraftarının epey bir canını sıkmıştı.Başarılar Caner Erkin.