” Futbol asla sadece futbol değildir, o öyle bir işlevi olabilecek güçtür ki , ancak o gücü anlayabilecek duyarlı, olgun yandaşlar ve sporcularla doğru ve etkin olabilecek, bu özelliklerini toplumsal fayda unsuru olarak da kullanabilecektir.Futbol da ” Savaşa Hayır” demelidir, diyebilmelidir ve dediğinin arkasında durmalıdır.Mücadelesini sahada bırakırken , ebedi dostluğunu barışın uğrunda saha dışına taşıyabilmelidir.Hemde onu bu yolda baltalamaya çalışan birçok düşmana rağmen.Futbol bir güzelliktir.Güzellikleri çirkin kılmak için gösterilen çabaların bir parçası olmayan futbol sever sayısının ve etkinliğinin artması dileğiyle bu yazımı statlardan ” Savaşa Hayır” diye haykırmış tüm sporseverlere ithaf ediyorum."

Simon Kuper

30 Ağustos 2010 Pazartesi

Fenerbahçe:4-2:Manisaspor

Maç kadrosunu görünce Aykut Kocaman hakkındaki iyimser görüşlerim kat be kat arttı.Yıllar yıllar sonra Fenerbahçe'nin ilk 11'inde 2 tane PAF(A2) takımı oyuncusu vardı ; Mert Günok ve Okan Alkan.Mert belki zorunluluktan oynuyordu ama Okan bir tercihti.Bundan önce Bekir,Önder gibi stoperden bozma isimler denenmişti o bölgede Aykut Kocaman'dan önce ve Aykut Kocaman'ın ilk zamanlarında.

Gençleri bir kenara bırakıp kadroların bütününe bakacak olursak ;

Fenerbahçe'de geçtiğimiz maçlarda ruh gibi gezinen A.Santos kesik yemişti ve Caner oynuyordu.Geriye kalan kurguyu ise bozmamıştı.Manisaspor ise klasik 11'iyle sahadaydı.Bucaspordan alınan genç Bekir yerine Yiğit İncedemir oynasaydı daha iyi olabilirdi Manisaspor adına.

Maçın ilk yarısında futbol adına söylenebilecek hiç bir şey yok desek yeridir.Fenerbahçe topa sahipti ama kaleye gitsem mi gitmesem mi şeklinde bir görüntü çiziyordu .Okan'ın muhteşem gayreti ve Manisaspor kalecisi İlker Avcıbay'ın asistiyle gelen golden sonra Fenerbahçe sorunun cevabını buldu ve kaleye gitmemeye karar verdi.Manisaspor da pres yapsam mı yapmasam mı arasında kaldı , cevabı bir türlü bulamayınca ilk yarı top çevirmelerle geçti.

Peki neydi bu maçın ilk yarısını bu kadar sıkıcı kalan.Fenerbahçe 1 hafta önce Trabzonspor'la topun bir o kalede bir bu kalede olduğu yani ciğer bitirici bir maç yaptı.Daha sonra hafta içinde PAOK ile 120 dakikalık bir maç yaptı.Bu 2 maçtanda yenik çıkınca Fenerbahçe hem fiziksel hem zihinsel olarak yorgun düştü.Özellikle 2 kanat oyuncusu Stoch ve Mehmet Topuz'da bu yorgunluk net bir şekilde gözlendi.

2. yarı da çok şükür ki Manisaspor golü ve gol sonrası atakları geldi.Böylece Fenerbahçe kendine geldi ve maçı kazanmak için atak yapmasının gerekli olduğunu anladı.Ki bu ataklardan birinde kazanılan serbest vuruş sonucunda Lugano'nun özlediğimiz müthiş kafa gollerinden biri geldi.

Aykut Kocaman'da gördü geçen maçın yıldızları Mehmet ve Stoch'taki yorgunluğu ve bu 2 oyuncuyu çıkarıp yerine Dia-Özer ikilisini aldı.Bu 2 değişiklik takıma büyük katkı sağladı.Çünkü Fenerbahçe kanatlardan gelemiyordu ve kanatlara dinamik oyuncu gelince bu sorun çözüldü.Ve daha sonra Okan'ın müthiş ortası sonucu Niang'ın kendisini Niang yapan gollerinden biri geldi.Daha sonra Caner'in müthiş pası sonucunda Niang'ı Niang yapan gollerden bir başkası geldi.Simpson'un golü ise skor tabelasını değiştirmekten ve Fenerbahçe'nin defans rezilliğini göstermekten başka hiç bir işe yaramadı.

Daha önceki yazımda Fenerbahçe'nin bir revizyonda olduğunu ve bu revizyon sırasında minimum hasar görmeleri gerektiğini yazmıştım.Ama Fenerbahçe Avrupa'da alacağı maksimum darbeyi aldı.Şimdi yapılması gereken bu darbenin psikolojik etkilerinden kurtulup lige odaklanmak olacak.

Gelelim gözüme çarpan performanslara :

Hüseyin Tok : Bütün maç boyunca Niang ile boğuştu.Çok zor bir iş başardı.Daha erken sarı kart görmesi gerekirdi.Yaptığı fauller çok akıllıca ve yerindeydi.

Nizamettin Çalışkan : Çok yetenekli bir oyuncu.Orta sahada topa çok iyi yön veriyor.Manisaspor için gerçektende Sezer'den sonra çok yerinde bir isim.

Mert Günok : Top Fenerbahçe'nin kalesine çok az geldi ama öz geldi , bu toplarda hep başarılı oldu , gollerde hiç hatası yoktu.

Caner Erkin : Her ne kadar gerçek mevkisi sol kanat olsa da ben sol bekte daha başarılı olacağını düşünüyorum.Topla ne kadar az haşır neşir olursa o kadar etkili oluyor.Adam geçmede zayıf olduğu için sol kanatta çok top kaybediyor.

Mamadou Niang : Ne kadar çok top gelirse kendisine o kadar çok etkili oluyor.Bitirici vuruşları etkileyici.Fenerbahçeli kanat oyuncuları artık rahatlıkla orta yapabilecekler çünkü içeride topa kafa vurup gol yapabilecek biri var!

ve tabii ki son olarak

Okan Alkan : Muhteşem bir yetenek.Gökhan'dan daha iyi olduğu yönleri bile var ; ortaları ve adam eksiltmesi.Gökhan gibi topla dribling yaparken topu ayağından açmıyor , top sanki ayağına yapışıyor.Çok kıvrak ve teknik.Ama fiziksel olarak çok zayıf , zamanla gelişecektir.Ayrıca futbola başladığında sağ açık olduğu için Gökhan ile arka arkaya oynayabilir.

Geri dönüş Es Es:1 3 GS


Süper Ligde en zor deplasmanlar hangileri diye sorsalar en başta vereceğim cevaplardan biri Eskişehir deplasmanı olurdu.Hele ki ligde 2'de 0 çeken ve Uefa'dan elenen bir takım için.Onun için bu maç Galatasaray için dönüşü olmayan bir maçtı.Bu psikoloji ile çıktı sahaya.Erken bir golle başladı Galatasaray.Böyle olunca otomatikman Eskişehirspor dengeyi sağlamak için ataklara daha fazla kişiyle çıktı ve defansta büyük boşluklar verdi.Burdan anlaşılacağı gibi bu boşluklara pas atan iyi bir orta saha oyuncusu olmadığı için Galatasaray adına pek büyük tehlikeler yaşanmadı.Devre 1-1 bitti.İkinci yarı daha mücadeleci bir Galatasaray vardı ve en önemlisi Arda dümene geçti ve bir orkestra şefi gibi takımı yönetti.Ataklarda bütün toplar onda toplandı.Bir golü kaçırdı ama 34 - 40 metrelik deparla Mustafa'nın güzel pası ile 2.golü buldular.3.golde pek gecikmedi gene Arda'nın dar alandaki mükemmel bir dönüşle 3.golü buldular.


Galatasaray zorlu virajı iyi atlattı.Çok iyi bir futbol mu oynadı hayır, ama hırs ve istek vardı.Özellikle bazı futbolcular takıma adına iyi işler yaptı.Arda çok iyi oynadı.Barış didinen isimdi,boşluklara iyi sızdı ama final paslarını iyi yapamadı.Servet defansın en başarılısıydı,ilk kez bir maçta bu kadar uzun topları takım arkadaşlarına başarıyla gitti.Serkan Kurtuluş defans işini çok iyi yaptı.Elano takıma adıan ilk yarıda pozitif hareketler yaptı.


İyi oynayan bütün futbolculara değindik.Ben birazda Ufuk'a değinmek istiyorum.Kaleci tecrübe işidir.Tecrübede oynayarak kazanılır.Dün Ufuk çok önemli bir golü kurtardı ama çok gereksiz bir gol yedi.Ama yediği o golü tecrübesizliğine vermek lazım.Hem Aykut,hem de Ufuk bu yan toplarda biraz zayıflar ve ayakla tutmaları gereken topları yatarak tutmaya çalışıyorlar.Bunun için Nezihi hocanın biraz daha fazla çalıştırması gerekiyor.Ama Ufuk her şeye rağmen bana güven veriyor ve gelecekte çok iyi bir kaleci olacağının sinyallerini veriyor.


Eskişehire değinecek olursak ne zaman ki Pele ofansa daha fazla katkı verip,defansı unutunca orta sahanın bütün dengesi bozuldu.Ivesa daha kendinde değil gibi duruyor.Nadarevic'in eksikliğini hissediyorlar onu boşluğu doldurulamamış.Son olarakta Eskişehir taraftarına her kötü sonuçta Rıza istifa diye bağırıyorlar ama şunu unutuyorlar geçen sene o taş gibi takımın başında Rıza Hoca vardı ve takım 7.sırada ligi bitirdi.Daha ligin başındalar ve bu kadro ile iyi yerlere geleceklerdir ama önce sabır.


Evet bu galibiyet hastanın hayata dönmesini sağladı.Ama hala orta saha perişan halde.Ayaklarında çok top oyalıyorlar.Yavaş ve ağır hareket ediyorlar.Kısacası topu iyi kullanamıyorlar.Transferin bitimine 1 gün kaldı bakalım ne gelişecek ama bu takım bu orta sahayla ligi tamamlayamaz.

27 Ağustos 2010 Cuma

Facia

Maça değinmeye bence hiç gerek yok.Karpaty kalecisi dakika 60 Barış'ın cılız şutunda yere yattı.Düşenebiliyor musunuz? Galatasaray'ın turu geçmek için gole ihtiyacı var ve dakika 60'a kadar bir tane etkili pozisyonunuz yok.90+'da rakip defansın kayıp düşmesi ile Aydın golü atarken gene 90+'da Hakan Balta'nın mükemmel defans anlayışı ile durum 1-1 oluyor ve Galatasaray Uefa'dan eleniyor.



Hazıfalarımızı biraz geriye saralım.Geçen sene ki Galatasaray Manisaspor maçında Rijkaard bir hamlesi herkes tarafından eleştirilmişti.Neydi bu hamle Servet yedek oturup onun yerine Hakan Balta stoper oynamıştı.Bu duruma herkes tarafından çok büyük eleştiriler gelmişti.Ama bu hamlenin tek bir sebebi vardı o da topu oyuna Lucas ile birlikte daha iyi sokabilen bir defans oyuncusu ihtiyacı.Bu çok açık ve net bir durumdu.İyi bir defans oyuncusu,oyunun her iki yönünü iyi oynayan bir orta saha oyuncusu istiyordu.Ama kimler alında,yerine kimler satıldı.Ali Turan,Serdar Özkan,Pino,Çağlar,Mehmet Batdal,Cana gibi oyuncular alındı.Şimdi bunlar yerine gelen oyuncuların hangisi tam Rijkaard'ın istediği oyuncular diyebiliriz.Ali Turan satılan Uğur Uçar'ın tırnağı olamaz.Devşirme bek oynuyor zaten.Ayrıca Kayseri'de bek oynadı diye illa bek oynayacak değil ya.Çekin stopere bir de orda deneyin.Serdar Özkan gerçekten gençlik döneminde oynadığı futbolla yakından uzaktan alakası olmayan feci bir futbol oynuyor.Pino,Çağlar gibi oyuncuları daha izleyemedik bile.Bu futbolcu transfer politikası yönetim transfer açısından sınıfta kalır bir karne.


Galatasaray Başkan'ı hala medya üzerimizde fırtanalar olduğunu söylüyor diye açıklamalar yapıyor.Sizce Galatasaray'ın bu durumu neyi gösteriyor?Galatasaray şu an bir bunalımda.Uefa bunların üstüne tuz biber ekti.Umarım çabuk atlatılır.Bu durumdan kimse zarar görmeden...

23 Ağustos 2010 Pazartesi

GS 0 2 BURSA SORUNLAR DİZİNİ


Galatasaray bu sezon bana göre en iyi maçını oynadı Bursa'ya karşı.Tek eksiği goldü ve onu da bulamayınca 2-0 gibi bir skor oluştu.Önce Bursaspor 'a değinelim.Maç başladığında baskıyı hissederken ilk ataklarında golü buldular.Sonra çok iyi bir kapalı savunma yaptılar.Orta sahayı kalabalık tutup, kanatları iyi kapattılar ve ileride ki hızlı oyuncularına da güvenerek skoru tuttular.Galatasaray Bursa'nın bu oyun stiline karşı orta sahanın ileriye top taşıyamamasından ötürü bireysel oyuncuların akınları gelmeye başladı ve kornerler bularak gol aradılar.Bakıldığında kornerlerde oluşan karambol toplarından birini gol yapabilirlerdi ama malesef bu akınlarda sonuçsuz kaldı.İkinci yarıda böyle devam ederken bitime sayılı dakikalar kala herkes Galatasaray'dan gol beklerken Bursa ikiyi buldu ve maç bitti.


Önce şu hakem muammasını bir ortadan kaldırmak gerekiyor.Bu maçta hakemin suçu olduğu kadar bu maça bu hakemi atayan federasyonda suçlu.En az Ts-Fb maçı kadar önemli bir maça siz gidip ligin en deneyimsiz hakemlerinden birinden verirseniz her zaman ki gibi zor durumda gene siz kalırsınız.Volkan Şen pozisyonu gayet açık ve net.Bunu hakemin görmemesi mümkün değil.Net bir kırmızı kart.Aynı şekilde Baros'un hakeme arkadan çarparak yaptığı harekette kasıtlı bir davranış ve o da kırmızı kart.Ama şunu unutmayalım ki eğer Volkan atılsaydı o Baros hareketide böylelikle olmazdı.


Gelelim bu kötü gidişin sorumlusuna.Bana göre tek sorumlu yönetim.Zamanında transfer yapmayarak yada yapamayarak hem takımı, hem kendini, hem de teknik heyeti zor durumda bıraktılar.Hala transfer bitimine 14 gün var diyerek dolaşıyorlar.Eee ne oldu 1 hafta kaldı.Elde ne var gene sıfır.Zaten bana göre hazırlık kampına yetişmemiş oyuncu bana göre hazır bir transfer değildir.


Takımın orta sahasına geçen yıldan beri sürekli bir transfer yapılacak deniliyor.Ama elde hala bir şey yok.Eğer bu takım şu durumda ise bunun tek sorunu iyi bir orta sahasının olmayışındandır.Takımda dikene gitmeye çalışan bir tek oyuncu Mustafa Sarp o da yetenekleri el verdiği ölçüde işi yapabiliyor.Artık bu işler eğer Mustafa'ya kaldıysa vay Galatasaray'ın haline.


Burada bana göre tek masun olan şey taraftarlar.Gene üzerine düşen görevleri fazlasıyla yaptılar.Rakipleri transfer konusunda fırtınalar estirirken onlar hala takımların olana sevgiyi sonsuz bir şekilde devam ettriyorlar.Umarım böyle devame ederler.


Bir paragrafta Arda'ya açmak istiyorum.Sahada ruh gibi dolaşıyor.İlk maçları izlediğimizde tamam bu Arda Galatasaray kurtarır diyorduk ama son 3 maçtır vasat bir futbol oynuyor.Umarım kendine gelir.


Son olarak en acısında veda sezonunda en kolay rakibe karşı bile Galatasaray içerideki 3 maçınıda kazanamıyor olması.Bunu yineleyeceğimi söylemiştim ve gene söylüyorum TRANSFER,TRANSFER,TRANSFER...

20 Ağustos 2010 Cuma

Paok-Fenerbahçe



Bu öyle bir maçtı ki kuralar ilk çekildiği andan itibaren iki tarafın seyircilerini de heyecanlandırmıştı.Paoklular kendi deyimleriyle kendi şehirlerinden bir takımla , Fenerbahçe ise yıllar sonra bir başka Yunan takımıyla karşılaşacaktı.

Tabi ki günler önce forum sitelerinde ve facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinde küfürleşmeler yaşandı.Ancak maç günü Paoklular biraz değil fazlasıyla ileri gitti.Paokun taraftar grubunun bulunduğu Gate 'den bir kaç kişi "güvenlik" tişörtü giyerek taraftarlarımızı aradı.Bir çok Türk bayrağını içeri almadılar.Atatürk pankartını siyasal içerik sayarak stada sokmadılar.Dahada ileriye giderek oruçlu olan taraftarlarımızın yanlarında getirdikleri erzaklara el koyma çalıştılar.




Günlerdir sosyal paylaşım sitelerinde süregelen bir Paok-Beşiktaş kardeşliği var.Nedenini henüz anlamamakla birlikte maç için Paok sitelerine baktığım zaman gördüklerimle daha büyük bir hayal kırıklığına uğradım.Paok taraftarları Beşiktaşlıları Anti-Kemalizmci olarak tanımlıyorlardı.Umarım Beşiktaşlılar bunu ve bir üstteki paragrafı da dikkate alarak bu kardeşlik meselesini bir kez daha düşünür.

Maça gelecek olursak , Fenerbahçe bir deplasman takımı maça nasıl başlaması gerekirse öyle başladı.Ama Paok birazda şansının yardımıyla golü buldu ve Fenerbahçe'de ipler koptu.Kimse bilinçli bir iş yapmıyordu neredeyse.İlk yarının son dakikasında Gökhan o topu çizgiden çıkarmasa , belki de ben buraya farklı şeyler yazarak başlayacaktım.

İkinci yarıda ise Semih-Niang değişikliği vardı.Niang çok önemli bir silah , sırtı dönük top alabiliyor ve iyi duvar olabiliyor , son vuruşları iyi , hızı fena değil , kafa toplarında etkili , topsuz alanda rakibi yoran , kendine ve takım arkadaşlarına alan yaratabilen bir oyuncu.Bence son yıllarda Türkiye'ye gelen en iyi forvetlerden biri belki de en iyisi.

Kırmızı karta kadar iyi bir oyun sergiledi Fenerbahçe ama ne olduysa karttan sonra oldu.Rakibin eksik kalması avantaj yerine dezavantaj oldu Fenerbahçe adına.Rakip kapandı ve Fenerbahçe bir türlü açamadı , son dakikalarda bireysel hatalardan kaynaklanan iki takımın karşılıklı pozisyonu vardı , onun dışında Fenerbahçe sadece top çevirdi.




Peki Fenerbahçe neden rakibi açmadı ;

1) Fenerbahçe'nin sol kanadı hiç çalışmadı , Caner neredeyse "0" katkıyla oynadı.Santos da tek başına varlık gösteremedi.Mehmet-Gökhan sağdan gitmeye çalıştı , ama tek kanat işleyince rakip kendi sol kanadına önlem aldı , Mehmet de içeriye girmeye başlayınca , alan daraldı , dolayısıyla rakibi açmak zorlaştı.

2) Orta sahada Cristian-Selçuk ikilisi çok top yapacak bir ikili değil.Bence Aykut Kocamanın maçtaki en büyük hatası buydu.Takımın ortasındaki yani oyun kuracak oyunculara bakarsak :

Lugano-İlhan-Cristian-Selçuk-Alex

Lugano topu ne kadar az ayağında tutarsa o kadar iyi.
İlhan'ın tekniği yüksek ve oyun kurucu stoper yeteneğine sahip.Ancak top alıp gidecek adam olmayınca o da topu şişirmek zorunda kaldı.
Cristian ve Selçuk düz oyuncular, oyunu dikine oynamaktan ziyade , enine oyunu açacak paslar atabilirler ancak.Kanatlarda da hareket olmayınca kendi aralarında boş pas yapıp durdular.
Alex , Emre olmayınca sorumluluk alıp orta sahaya gelerek topu ileriye taşıması gerekirdi.Bunu yapmayınca takım organize olamadı.

Peki , Aykut Kocaman ne yapabilirdi?
- Alex'in yerine Özer'i oynatabilirdi.Özer orta sahaya gelip topu ileriye taşıyan bir oyuncu.
- Cristian-Selçuk ikilisinden biri yerine Mehmet-Özer ikilisinden birini oynatıp sağ kanada yine bu ikiliden diğerini oynatabilirdi.
2. maç için kilit oyuncular : Niang,Özer,Mehmet,Stoch

2. maçta Paok takımı muhtemelen kapanacaktır.Niang'ın sırtı dönük duvar olma ve Mehmet,Stoch,Özer'in defans arkasına verkaç özelliğinden yararlanılırsa Paok defansını açmak daha kolay olacaktır.Kadro olarak ise şöyle bir kadro sahaya sürülebilir :




Fenerbahçe iyiye gidiyor

Hazırlık maçlarına , Young Boys maçlarına ve Antalyaspor maçının 2. yarısına baktığımızda (İlk yarı Antalya futbol adına hiç bir şey yapmadı.) Fenerbahçenin günden güne daha iyiye gittiğini görmekteyiz. 6 yada 7. haftada Fenerbahçe , Aykut Kocaman'ın istediği futbolu oynamaya başlayacaktır(en azından öyle olmalı).Burada önemli olan o haftaya kadar mümkün olduğu kadar az puan kaybı yaşamak.

GS 2 2 KARPATY: BÖYLE DEVAM EDİN


Galatasaray Başkanı Adnan Polat hafta içi yaptığı açıklama da ''Transferin bitimine 14 gün var, gerekli transferleri yapacağız.''demişti.Bu lafının hala arkasında mı bilmem.Dünkü oynanan karşılaşmada takımın transfer için 14 gün bekleyecek kadar hali olmadığını gördük.Galatasaray ilk yarıda rakibi karşısında adeta süründü.Bir tek pozisyonu bile yok.Takımın en kötüleri Ali Turan ve Hakan Balta yaptığı savunma hataları akıl alır gibi değil.Ali önündeki adamı yakalayamıyor,Hakan rakibe al da at dercesine pozisyon hatası yapıyor.Yenilen her golden sonrada her zaman defansa kızan Aykut'a kızmamak içten değil.Hiç kendinde hata aramıyor.Artık Rijkaard'ın bazı şeyleri görme zamanı geldi.Aykut'a yaptığı hatalara rağmen verilen şans birazda geleceği çok parlak olacağına inandığım Ufuk'a verilse ne olur acaba?Kaleci yedek bekleyerek ya da antremanda iyi oynayarak kendini geliştiremez.Ufuk yeteri kadar yedek bekliyor ve antreman performansları gayet iyi artık bir şans verin şu çocuğa lütfen.Ali Turan konusunda ise Neill hem bek hem stoper oynayabiliyor.Hala bu düşüncenin arkasındayım Ali ile Neill'ın yerleri değiştirilebilir.Böylelikle Neill tarafından hücuma daha iyi çıkılır.Hakan içinse malesef başı dert olan sakatlık belasından kurtulup Çağlar'ın gelmesini beklemeliyiz.

Neyse ki ikinci yarı takımın hala ruhunu korumaya çalışan Baros ve Kewell vardı.Onların bu oyunu takımı da ateşledi ve ikinci yarı Galatasaray daha iyi oynadı ve beraberliği kurtardı.Galatasaray bu kötü gecede her şeye rağmen iyi olan tek şey Harry Kewell varlığı idi.Umarım sakatlanmaz çünkü bu takımda oynayacak banko oyunculardan biri.

Takımda eksik oyuncu sayısı çok.Bunu herkes biliyor.Ama sorun eksik oyuncuların yerine gelenlerin kalite bakımından kat be kat düşük olan rakip karşısında sahada sürünüyor olmaları.Defansta Ali Turan ve Hakan Balta'ya ne kadar kızsak bu duruma düşüren orta sahayı da düşünmek lazım.Stoperler de Servet kötü oynuyor.İlk golden Ali'nin hatası sonrası Servet adamın yanında duruyor sadece.Lucas defansta iyi oynuyor ama kimin açığını kapatacağını şaşırıyor.Orta saha gene perişan bir halde.Takımda dikene oynamaya çalışan bir oyuncu yok.Ayhan aldığı topları yana ya da geriye veriyor,ayağında top oyalıyor.Serdar Özkan sahada hücum adına bir olumlu hareketi yok.Bir tane ortası bile yok isabetli.Galatasaray böyle oyunculara kaldıysa vay haline.

Her yazdığım yazıda bunu tekrarlayacağım.Bu takıma transfer şart.Transfersiz bu takım bu fizik kalitesiyle bırakın şampiyonluğu ilk üçe bile biraz zor girer.

15 Ağustos 2010 Pazar

Lafla peynir gemisi yürümez


Galatasaray bu sefer kötü futbolunun bedelini ödedi.Önce iyi olanlardan başlayalım,çünkü Galatasaray adına kötü şeyler baya bir fazla.İlk olarak Galatasaray adına sahanın en iyisi Ayhan'ı kutlamak lazım.Orta sahanın bu kadar dökülen halinde en iyisini yapmaya çalıştı fakat Cana ve Mustafa'dan pek fazla destek göremedi.Sivasspor ise Galatasaray'ın galip iken yapması gereken ayağa hızlı pasları çok iyi yaptılar. Orta sahayı iyi domine ettiler.Mehmet Yıldız'ı çok iyi bir duvar olarak kullandılar.Her topu Mehmet'den sonra Ceyhun'la buluşturup topu iyi kullandılar.


Gelelim Galatasaray'a.O kadar çok hata vardı ki say say bitmez.İlk olarak Aykut'a değinelim.2.golde hatası büyük. O topu mutlak suretle kurtarması gerekiyor.Gerçekten eline geçen fırsatları çok kötü değerlendiriyor.Bu böyle devam etmez.Keşke bu şans Ufuk'a da verilse.Sabri sakatlığı nedeniyle yoktu Ali Turan oynadı.Maçta 1 tane olumlu hareketi yok.1 golde kabul edilmez bir kademe hatası yaptı.Ama asıl sorun Fenerbahçe ile oynanan hazırlık maçında da Ali Turan yerini yadırgamıştı.Rijkaard bunu görüp Ali'yi stopere koyup Neill'i bek olarak oynatsa daha yararlı olurdu, özellikle bekten gelen hücum aksiyonları için.Orta saha gelirsek Ayhan'a değimdim zaten.Cana ruh gibiydi.Çok çalışması lazım.Fiziken çok ama çok zayıf.Koşacak hali yok.Ama gene arkasındayım fiziken hazır olursa iş yapar.Hücum kısmında ise Emre Çolak Ofk maçında kadroya giremiyor,fakat Sivas'da ilk onbirde.Bu büyük bir çelişki.Kewell iyi bir görev adamı ama bir yere kadar.O defansa boğuşmaktan hali kalmadı.En sonunda isyan edip el hareketleriyle kenera işaret yaptı ama çok geç kalındı değişiklik için.Tamam belki Mehmet Batdal Rijkaard'ın istediklerini yerine getiremedikleri için koymadı.O zaman Emre Çolak'ı oynatma Barış'ı koy, Arda çıkıp Barış oyuna girebiliyor!


Galatasaray transfere acil ihtiyacı var.Orta saha kreyatif oyuncu yok.Her şeye Arda'ya bağlı.Bu böyle gitmez.Oyunda galip iken herkes bir panik halinde 3 pas yapılamıyor.Bu çok büyük bir sorun.Şampiyonluk hedefleyen bir takım kesinlikle bu kadroyla bir yere varamaz ne Türkiye'de ne Avrupa'da.Mali disiplin içinde transfer yürütülecek deniliyor.Mali disiplin Keita'yı mı satmak yoksa bütün transfer yetkisini Adnan Sezgin'e verip Haldun Üstünel'in görevi bırakmasına mı sağlamak?Tamam tabi, ki oyuncu satılacak eğer yüksek bir teklif varsa.Mali disiplin derkende elindeki en kaliteli oyuncuları satıp mali disiplin çerçevesinde yeni ve iyi bir oyuncu alınamıyorsa o zaman haliniz beter demektir.Transfer için (okuduğumuz kadarıyla) hala Elano'nun satılması bekleniyorsa bu durum Galatasaray için perişan bir durum.


Son olarak Neill ile Mehmet Yıldız arasında mücadelede Sivas lehine bir faul çıkıyor ve sonucunda gol oluyor.Burada sorun faul olup olmaması değil asıl önemlisi duran toplarda dikkatsizlik.Artık duran toplarda daha dikkatli olunmalı.Adam adama değilde alan savunulmalı.


Bu takım başarısı laf ile olmuyor.3 oyuncu alacağız laflarla yürümez.İcraatla bir şeyler olur icraatla.







6 Ağustos 2010 Cuma

Avrupa kura eşleşmeleri.

Eşleşmeler belli oldu.Kura sonucunda en zor rakipler şüphesiz Liverpool ve Paok.Önce Paok'a değinelim.Çekeceği muhtemel rakiplerinin en zoru geldi Fenerbahçe'ye. Bir Yunan takımı,iyi bir seyirci potansiyeli var.İlk maçın deplasmanda olması bir avantaj sağlayabilir.Ajax'a karşı deplasmanda 1-1 ve kendi sahalarında 3-3 berabere kalıp elendiler.Yenilen 3 golde 7 dakikada geldi.Fenerbahçe'nin şu an ki durumunu çabuk unutturması için mutlaka turu geçmesi lazım.Aksi halde Fenerbahçe'yi zor günler bekler.Liverpool ise nasıl bir takım olduğu herkes tarafından biliniyor.Roy Hodgson yeni bir sürece girdiler.Bu durum Trabzon için bir avantaj sağlayabilir.Dezavantajları Fernando Torres'in varlığı.Her ne kadar daha da hazır olmasa da bir yarar sağlayacağı aşikar.Aynı zamanda Gerrard ve yeni transfer Joe Cole'un varlıkları tabi ki bir dezavantaj.Bu eşleşmenin olması herkesten tarafından zor gibi dursa da Trabzon için bir şans da doğurabilir.Sonuçta her anlamda büyük bir kulüp olmak isteyen Trabzonspor bu büyüklüğü sadece ligde değil,kendini Avrupa'ya göstererekte bu büyüklüğünü kanıtlamalı.Umarım iki takımda başarılı olurlar.

Beşiktaş ve Galatasaray'a gelecek olursak diğer iki takımımıza göre daha kolay kuralar çektiler gibi duruyor.Galatasaray'ın eşleştiği takım hakkında fazla bir bilgim yok.Ama bir Ukranya takımı,hafife almaya gelmez.Beşiktaş'ın rakibi fiziken iyi bir takım olduğu söylendi.O diğer üç takıma göre daha kolay bir takımı umarım bütün takımlarımız başarılı olurlar.

5 Ağustos 2010 Perşembe

Buzdağının görünmeyen kısmı


Ali Sami Yen'de ki maçın skorunun ardından herkesin aklına gelen Tromsö faciası gerçekleşmedi.Karşısında ki takımın az çok ne olduğunu gören Galatasaray taraftarları takımın stad ve seyirci profilini görünce maçın antreman havasında geçeceğini anladılar.Nitekim maçın başlarında bulunan 2 golle maç rahat gidecek gözüktü herkes tarafından.Fakat Galatasaray geçen senelerden de sorunu olan skoru bulup işi bırakma eylemi tekrar gerçekleşti ve skor 2-1 oldu.Sırp takımı golü bulunca daha da iştahla oynamaya başladı.Bunu diyeceğimiz hiç aklımıza gelmezdi ama Aykut'un mükemmel kurtarışlarıyla skor dengede tutuldu.Ta ki Galatasaray Kewell'ın penaltı alıp kırmızı kartla oyuncunun oyundan atılmasıyla oyun tamamen Galatasaray'ın lehine döndü.Goller arka arkaya geldi.Maç 5-1 sona erdi.

Maçın 2 yıldızı vardı.Kewell ve Mustafa Sarp.Galatasaray Kewell gibi bir oyuncuya sahip olduğu için çok şanslı.Tam bir görev adamı.Nerede hangi görev verilirsen oynayan bir oyuncu.Serdar ve Arda ruh olarak sahadayken hücumda bütün yükü o çekti.Mustafa Sarp'a gelince iyi pres yaptı,çok çalıştı.Attığı gol ve topu kapıp attığa pas ile kendisinden beklenmeyecek işlere imza attı.

Yeni transferlere gelecek olursak.Lorik Cana çalışan, didinen pres yapıp top kapmaya çalışan bir orta saha oyuncusu.Fakat daha hazır değil.Kondisyon olarak daha tam değil.Ama hazır olduğu zaman gerçekten takıma yarar sağlar ve geçen sene ki o orta saha sorunun defans kısmını iyi çözer,orta sahaya dinamizm getirir.Pino için henüz erken.Tam 90 dakika izlemeden kesin yorum yapılmamalı ama iyi bir oyuncu o da katkı sağlayacak gibi duruyor.

Bunlar buzdağının görünen kısmı.Ama görünmeyen birçok tarafı var.Hala o basit savunma hataları devam ediyor.Maçı rolantiye alalım derken laubali bir şekilde davranışlar sergileniyor.Takımın orta sahada hala büyük bir sorunu var.Oyunun her iki yönüne oynayacak iyi bir oyuncu yok.Ayhan yaşını almış bir oyuncu.Ondan büyük şeyler yapmasını bekleyemezsiniz.O bölgeye iyi bir transfer gerekir.Orta sahadan sonra takıma iyi bir forvet gerekiyor.Takım Baros olmadan istediği hücum organizasyonlarını yapamıyor.Lig başlayana kadar özellikle de transfer sorunu inşallah halledilir.

Ve maçın bence en güzel tarafı Prekazi'nin maç anlatımı.Türkiye'de maç yorumlayan insanlardan çok daha iyi bir profil sergiledi.Sabri'nin insanı çıldırtan ortalarına ''Bunlar kaleci için antreman topları demesi'' beni bitirdi.

Evet skor güzel herkes hayatından memnun ama insanlar, özellikle bu oyunun içindekiler umarım buzdağını görünmeyen kısmını iyi görmüşlerdir.