” Futbol asla sadece futbol değildir, o öyle bir işlevi olabilecek güçtür ki , ancak o gücü anlayabilecek duyarlı, olgun yandaşlar ve sporcularla doğru ve etkin olabilecek, bu özelliklerini toplumsal fayda unsuru olarak da kullanabilecektir.Futbol da ” Savaşa Hayır” demelidir, diyebilmelidir ve dediğinin arkasında durmalıdır.Mücadelesini sahada bırakırken , ebedi dostluğunu barışın uğrunda saha dışına taşıyabilmelidir.Hemde onu bu yolda baltalamaya çalışan birçok düşmana rağmen.Futbol bir güzelliktir.Güzellikleri çirkin kılmak için gösterilen çabaların bir parçası olmayan futbol sever sayısının ve etkinliğinin artması dileğiyle bu yazımı statlardan ” Savaşa Hayır” diye haykırmış tüm sporseverlere ithaf ediyorum."

Simon Kuper

26 Şubat 2011 Cumartesi

Çakma deplasmanda bile sevinç yok !!!!!!


Yanlış anlaşılmasın hani herkes deplasman diyor ya onun için böyle başlık attım.Takıma diyeceğim hiçbir şey yok.Kısıtlı bütçede,okumuş taraftarı, mükemmel bir hoca ile takım gibi takım İbb.Nitekim bugünde ikinci yarı gördük.İlk yarı top tutamayan Gökhan Ünal ikinci yarı Serkan faktörünüde kullanarak mükemmel işler yaptı.Takımını galibiyete taşıdı.İlk yarıda İbrahim serbest forvet gibi bütün topları o tuttu. İkinci yarı Gökhan ile rolleri değiştirdi ve Serkan'ın kanadına yakın oynadılar.İlk yarıdada böyle idi ama Gökhan İbrahim'den daha iyi topları kullandı.İbb için sevindirici taraf 58 hafta sonra penaltı kullanması idi.O da az kalsın kaçıyordu ama gol olması sevindiriciydi.Son haftalarda bir performans düşüklüğüde yaşasalarda o kötü performans haftasında bile hiç bu kadar kaymak gibi takım olan Galatasaray gibisi ile karşılaşmamışlardı.Bu maçtan sonra iyi moral depolamış oldular.


Galatasaray için ise böyle maçları yorumlayan insanlar eleştirmekten bıktı ama Galatasaray bu sığ futboluna bir şey katmamakta hala ısrarcı.Bir istisna Eskişehir'de burdanda Bülent Uygun ve Sezer Öztürk'e teşekkürü bir borç bilmek lazım.


Çok fazla lafa gerek yok.Galatasaray için düşüncelerim değişmedi.Sistem için şöyle bir şey söyleyeceğim.Bakın bu takım Uğur Uçar gibi kocaman yüreği harcamış bir takım.Kim için Serkan için mi Sabri için mi?Serkan tanınan şans kimseye tanınmadı ya da Sabri'nin 4-3-3 te sağ iç olmasınada kimse bu kadar dayanmadı.Bas bas bağırıyor ya bir tek Hagi görmüyor bunu Sabri bu takımda yetersiz mi yeteneksiz mi ne derseniz diyin bu adam sol iç oynayamaz olmaz.Cana ki bugün Galatasaray için bugün en iyi oynayandı.Gol öncesinde ise takımın en yetersiz orta sahasında biri olan Mustafa Sarp'ın kafasını çalıştırmayıp topun nereyi gideceğini tahmin edememek gibi bir özürlülük gösterdi ve gol oldu.Cana bu takımda kesinlikle orta saha oynaması lazım.O övdüğümüz Es-Es maçında bile tek ön libero Mustafa Sarp olduktan sonra 2 gol yendi akınlar ardı ardına gelmeye başladı.Yani şu akla gelmiyor mu Harry Kewell'in bile stoper ooynadığı takımda Çağlar Denizlispor'da stoperde oynamış bir insan stoper oynayıp Insua bek oynayamaz mıydı?Insua hazırlık kampında şimşek gibiydi niye hemen vazgeçildi?Yekta umarım harcanmaz.Girdiği dakika 75...Böyle bir şey var mı skor 3 -1 oluyor.İlk değişiklik yeni yapılıyor.


Yani artık ne olur bilemem.Kupa var Arena'da belki bir mekan havası ama zor.Her zaman mekan oynatmaz ki bu maçtada Gaziantep bu mekan oynatır klişesini yıkacak gibi.Birde son bir not galiba bilet fiyatları 45 liradan başlayacakmış.Heralde bu takım şampiyonluğa oynuyor biz bilmiyoruz..

23 Şubat 2011 Çarşamba

Şampiyonluk Yolunda Fenerbahçe

Süper Ligde 22. haftanın ardından Fenerbahçe Bursaspor ile arasındaki puan farkını 3 e çıkarırken lider Trabzonspor'un 2 puan gerisinde takibini sürdürmeye devam ediyor.

İlk yarıda herhangi bir form duruma bile sahip olamayan bir maç iyi oynayıp kazanan bir maç berbat oynayıp kaybeden, bir maç 5 gol atıp 10 tane kaçıran bir maç pozisyona girmekte zorlanan, deplasmanda kaybeden evinde kazanan bir Fenerbahçe vardı.

İkinci yarıya ise müthiş bir grafikle başlayan Fenerbahçe, Antalyaspor-Trabzonspor-Manisaspor-Kayserispor-Beşiktaş serisinden 15 puanla ayrılıp, Antalyaspor maçı dışındaki 4 maçta üst düzey bir oyun sergileyerek şampiyonluğun en önemli adaylarından biri haline geldi.

Peki Fenerbahçe'de ne değişti?

Şu anda Süper Lig'in en iyi kadrosu şüphesiz ki Beşiktaş ve Fenerbahçede. İlk yarıda Fenerbahçe'de oyuncular arası iletişim-arkadaşlık zayıftı. Aykut Kocaman'a güven yoktu ya da güvenlerini yeterince belli edemiyorlardı. Takım kendine inanmıyordu. Ve Fenerbahçe'nin en büyük destekçisi taraftar yönetime tepki koymuş, tribünden elini ayağını çekmiş desteğini esirgemişti.

2. yarıda neler yapıldı peki takım adına?

-İlk yarıda yaptığı disiplinsizlikler ve Aykut Kocaman'a karşı tavrıyla sürekli eleştirilen Andre Santos ile özel olarak görüşüldü.Aykut Kocamandan basın toplantısı yoluyla özür diletildi.

Sonuç: Amacı sadece para kazanmak, takımı önemsemiyor denen Andre Santos Beşiktaş maçının 2. yarısında oyununu engellediği için sağlığını hiçe sayarak maskeyi atıp oynadı.

-Kazım Kazım-Gökhan Ünal takımdan gönderildi.

Sonuç: 2 oyuncunun ortak özelliği antrenmanlarda kendilerini bir türlü kanıtlayamamalarıydı. İkisininde yollanması takımdaki diğer futbolcuların daha çok çalışmasını sağladı.

-Takım sürekli birlikteydi. Her hafta birlikte yemekler yenildi, Fenerbahçenin ünlü simalarıyla ve geçmişteki efsaneleriyle buluşuldu.

Sonuç: Takım içi birlik beraberlik ve herkesin takım arkadaşlarına olan güveni arttı.

-Her oyuncu Aykut Kocaman'a olan saygısını her fırsatta gösterdi. Gollerden sonra Aykut Kocaman'a koşularak sorun olmadığı herkese gösterildi.

Sonuç: Kulübe-takım arasındaki bağlar güçlendi.

-Taraftar önce aynı güne denk gelen Gençlerbirliği maçına değil basketbolda Valencia maçına giderek tepkisini ortaya koydu. Daha sonra faaliyetlerini durduran CK-Vamos Bien-Unifeb-1907 Gençlik gibi taraftar grupları tribüne geri döndüklerini açıklayarak tribünde de birlik sağlandı ve her maç inanılmaz bir destek verildi. Her maçtan önce Samandıra'da da destekler esirgenmedi.

Sonuç: Fenerbahçe'nin kendi sahasındaki maçlarda bu itici güç sayesinde oyunu da aynı oranda etkilendi. Mücadele gücü arttı.

-Galibiyet geldikçe takımın kendine inancı ve güveni de geldi.

Sonuç: Fenerbahçe gerçek bir takım oldu.

Eğer Fenerbahçe bu şekilde devam ederse sezon sonunda şampiyonluk ipini göğüslemeleri hiç de sürpriz olmaz..

6 Şubat 2011 Pazar

Galatasaray 4 2 Eskişehir


Uzun zamandır özlenen Galatasaray vardı sahada.Evet her maç Galatasaray pres yapıyor,mücadele ediyor ama bu sefer bunları doğru zamanlama ve doğru yere yaptı.Maçın başında 3 lü orta sahadan Sabri'nin presi aynı zamanda Stancu,Kewell ve Kazım iyi pres zamanlamaları rakibi çıkartmadı.Bursaspor maçından farkı bu olaydı işte.Tabi Bursa maçında forvette Kewell ve defans önünde Neill yoktu.Zaten maçın kalitesinden,orta sahadaki oyundan da anlaşılıyordu takımda en önemli oyuncu(!) Ayhan'ın olmayışı.


Hagi bugün Yekta'yı kesip Sabri tercihi ile başlamıştı.İlk başta bana pek mantıklı gelmemeşti.Çünkü Yekta'da Sabri'nin hızı kadar olmasada o da oyun içinde baskılı oynayan bir oyuncu.Bu aralar bu kadar formda gözükmeyişi uyum sürecinden olsa gerek.Kewell 'ı ileride yalnız bırakışı ve Stancu'nun kanatta oluşu hızı ile pres gücünü rakibe daha rahat uygulanmasını sağladı.Ayrıca Kewell'in ileride Stancu'ya göre daha rahat sırtı dönük topla oynaması bireysel performans açısından iki oyuncuyada olumlu yansıdı.Kazım'a gelince bugünkü oyunda Kewell ile birlikte sırtı dönük toplarla Lucas' ı bir kenara bırakırsak Sabri ve Culio'nunda hücuma katılmasını sağladı.Ayrıca bire birde etkili oyunu ve 2 asist yapması bugünkü iyi oyunda önemli işler yaptığının bir göstergesi.


Galatasaray için bu sene lig bitti.Yukarı tırmanış için bu galibiyetlerin ve bu oyunun sürekliliğe dökülmesi gerekir.Bu maçtaki oyunun sürekliliğe dökülmesi zor ama en azından bunu yakın oyunlar ve galibiyet serisi oluşturmak gerekir.Çünkü kadro bakımından bakınca çoğu takımın kadro kalitesi Galatasaray'dan iyi.Bu yüzden sürekli olarak iyi oyun iyiye yakın oyun şart.


Hagi bugünde maçta bana göre kritik hatalar yapıp oyunun kaderini az kala değiştiriyordu. Lucas'ı 70'te çıkarmak çok ama çok yanlış birde üstüne Mustafa Sarp'ı almak dahada kötü bir hamle oldu.Çünkü Mustafa'nın ne hücum yönü ne de defans yönü Lucas'ın bıraktığı yeri alacak cinsten değil.Hoş yedek kulübesinde o mevkiyi oynayacak daha yakın bir oyuncu yok ama gene erken gelen bir hamle oldu ve takımı zor duruma soktu.Bu yüzden takıma Emre Çolak,Anıl Dilaver gibi hücumcu oyuncu alırken birde orta sahaya genç oyuncu almayı düşünmesi gerekir.


Stancu için bir parantez açmak lazım.Sandığımdan dahada iyi bir oyuncu çıktı.Takıma olumlu katkı sağlayacak umarım performansı takımı daha da alıştıkça artar.


Manisaspor:1-3:Fenerbahçe

Fenerbahçe için 1 aylık zorlu viraj geçen hafta başlamıştı.Trabzonspor-Manisaspor-Kayserispor-Beşiktaş dörtlemesinin ilkinden geçen hafta müthiş bir oyunla başı dik çıkmış , Hikmet Karaman yönetiminde iken tüm büyüklere boyun eğdiren -üstelik deplasmanda ve iyi bir oyunla- Manisaspor maçını beklemeye başlamıştı.

Trabzonspor maçındaki oyun tabi ki de istisnaydı.Bir takım bir sezonda bu şekilde en fazla 3-4 maç oynayabilir , daha fazlası imkansıza yakındır.Nitekim öyle de oldu.İlk yarı vasatın üstünde bir Fenerbahçe vardı sahada.Kaleye bol şut çektiler , etkili de şutlardı ancak bir türlü çerçeveyi bulamadılar.Semih'in ceza alanı içinde vasyasyon yaratamaması da oyunu kısıtlayan noktalardan biriydi.Manisaspor ise mücadeleci bir oyun sergiliyordu, Yiğit ve Simpson ile net pozisyonlar buldular ama değerlendiremediler.

İkinci yarı durgun bir oyun vardı sahada.Ta ki 54'e kadar.İşte o dakikada Bekir'in ters kademesi sonrasında sol kanatta kalma da ısrarcı davranması , bölgesini açıkta bırakmasına ve Simpson'ın çevirdiği topta Bekir'in bölgesinde bomboş kalan Kahe'nin golünü getirdi.Burada Bekir'e kızmamak lazım , bir sağ bek gibi değil özü yani bir stoper gibi davrandı çünkü.İlk yarıdaki maçta yıldızlaşan Okan'ın neden oynamadığı da aklıma takılan bir soru olarak kalıyor..

Daha sonra Semih sonunda beklenen ceza sahası varyasyonunu gerçekleştirdi , 2 stoperle mücadele edip penaltı kazandırdı takımına , maç boyunca 1-2 olumlu hareketinden biriydi belki ama maçın sonucuna direkt etki etti.İşte bu dakikadan itibaren Aykut Kocaman yıllardır Fenerbahçe'de yaşamak istediğim olayı yaşattı bana.Saha içi değişikliği yaptı.Hücumu Niang-Semih şeklinde çiftleyip ortada Mehmet-Emre-Cristian 3 lüsünü oynattı , önlerinde Alex.Mehmet sağ , Alex sol çizgiye yakın oynadı , Andre Santos sürekli ileri çıkarak tam bir kanat görevi göremeyecek olan Alex'i tamamladı.

Bu saha içindeki değişiklik beklenen Fenerbahçe'yi gösterdi bizlere.Baskı kuran , top yapan Fenerbahçe'yi.Nitekim daha sonra bu baskı sonuç verdi ve Niang'ın golü geldi.Semih-Gökay değişikliğiyle daha çok pres yaparak olası bir baskıyı da engelledi Aykut Kocaman.Bir kontra atak bulurum düşüncesiyle Niang-Dia değişikliğini yaptı , bu da sonuç verdi ve hazırlanışı güzel olan bir golle Dia ligdeki ilk golünü attı.

Maçtan artılar ve eksiler ;

(-)

-Bekir: Belirttiğim gibi her ne kadar kızamasamda maçın en kötülerindendi.
-Mehmet Güven: Sahada neredeyse yoktu.Atakları kesmekte başarılı değildi.
-Isaac: Kendinden beklenen performansı sahaya yansıtamadı.
-A.Santos: Kendine fazla güveniyor.Bunun yüzünden de çok top kaybı yapıyor.Daha konsantre olursa daha iyi bir oyun ortaya koyacağına şüphe yok.

(+)

-Mehmet Topuz: Son haftalarda müthiş oynuyor.Bugünde maçın yıldızlarındandı.
-Niang: Eski formuna yavaş yavaş kavuşuyor.Bu Fenerbahçe adına olumlu bir gelişme.
-Yiğit İncedemir: Mehmet'in varlık-yokluk arasındaki oyunu nedeniyle orta alanda tek başına mücadele verdi.Cristian'ın yerine oyuncu arayan Fenerbahçe Transfer Komitesi'nin görmesi lazım.
-Simpson: Bekir'e çok zor anlar yaşattı.Ne kadar tehlikeli bir oyuncu olduğunu bir kez daha gösterdi.

ve son artımız

Aykut Kocaman: Özel bir artı vermek istedim Aykut Hoca'ya.Takımın başına geldiğinden bu yana ilk kez oyuna bu kadar hakimdi.Çok doğru değişiklikler yaptı.

ve en son olarak da ;

GEÇMİŞ OLSUN

Fenerbahçe'nin efsane futbolcusu , izleyemesem de çok sevdiğim Rıdvan Dilmen'in kalp krizi haberini gördüm.Kendisine çok büyük geçmiş olsun diyorum.