” Futbol asla sadece futbol değildir, o öyle bir işlevi olabilecek güçtür ki , ancak o gücü anlayabilecek duyarlı, olgun yandaşlar ve sporcularla doğru ve etkin olabilecek, bu özelliklerini toplumsal fayda unsuru olarak da kullanabilecektir.Futbol da ” Savaşa Hayır” demelidir, diyebilmelidir ve dediğinin arkasında durmalıdır.Mücadelesini sahada bırakırken , ebedi dostluğunu barışın uğrunda saha dışına taşıyabilmelidir.Hemde onu bu yolda baltalamaya çalışan birçok düşmana rağmen.Futbol bir güzelliktir.Güzellikleri çirkin kılmak için gösterilen çabaların bir parçası olmayan futbol sever sayısının ve etkinliğinin artması dileğiyle bu yazımı statlardan ” Savaşa Hayır” diye haykırmış tüm sporseverlere ithaf ediyorum."

Simon Kuper

18 Mayıs 2010 Salı

Devrim...


Turkcell Süper Ligi'nin bu sezonun şampiyonu Bursaspor oldu.Benimde dahil herkesin kendi evinde Fenerbahçe'nin Ts'yi çok rahat yener tahmini tutmadı ve Anadolu devrimi gerçekleşti.

Bursaspor bu sene oynadığı futbol,kendi içinde yarattığı takım ruhu ve şampiyonluğu sonuna kadar kovalaması onlara şampiyonluğu getirdi.Bu sezon herkes bunda hemfikirdir Fb şampiyon olması kimseyi mutlu etmezdi.Çünkü iki takımın oynakları futbolu göz önüne aldığımızda büyük farklılıklar göze çarpıyordu.Mesala Fenerbahçe son 6-7 haftadır ne yapıyordu,golü bulana kadar müthiş bir baskı uyguluyor,golü bulduktan sonra ise defansına çekiliyor ve çok iyi bir takım savunması yapıyordu.Bursaspor ise hiçbir zaman kendi evinde deplasmanda golü bulduktan sonra diğer golüde bulmaya çalışıyordu ve sahadaki mücadele ve hırslarını asla bırakmıyorlardı.


Bursaspor takımda genç yeteneklerin dışında öyle dışarıdan gelmiş ünlü hiçbir oyuncu yok.Ali Tandoğan,Hüseyin,Ömer Erdoğan bunların hepsi diğer takımların beğenmeyip git kendine başka kulüp bul diyenlerden oluşan bir kulüp.Ayrıca saydığımız bu futbolcular takımı toplayabilecek nicelikte ve abi görevi yapabilen oyuncular.Zaten burada diğer 3 büyüklerden ayrılıyorlar.3 büyüklerin içinde bunu sağlayabilecek bir oyuncu topluluğu yok ve bunu anlayabilecek oyuncuda yok.Biri yarım sezonluğuna tatile gelmiş derbiden sonra parti veriyo biri kız arkadaşına sinirlenip içip içip elini cama çarpıp elini kesiyor,biri kaza yapıyor Avrupa gidince kendi kulübüne sallıyor.İşte burda oyuncunun kişiliği meydana çıkıyor.Zaten bu şampiyonluk yolunda işi bitiriyor.


Bir paragrafta Ertuğrul Sağlam'a açmak gerekiyor.O da kulübünden onurlu bir şekilde başarıya hasret olan bir takımın başına aç bir hoca olarak geliyor.Bu devrimde oyuncularına verdiği müthiş enerji hırsı ve azmiyle şampiyonluğun komutanı olarak öne çıkıyor ve Anadolu takımlarına mesaj veriyor 'Biz bunu başardıysak sizde başarabilirsiniz'...


Bursasporu tebrik ediyor ve bu hırslarını kaybetmeyip bu yolda 3 büyükleri oranla daha da başarı olmasını diliyorum.Aynı dilekler diğer Anadolu külüpleri içinde geçerli. Çünkü Türk futbolu ancak ve ancak böyle gelişir.3 büyük klişesini yıkarak...

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Trabzonspor-Fenerbahçe


Maçın tekniğine taktiğini geçmeden önce kupa finalinde kutlamamız gereken isimler var.İlk olarak Trabzonspor'a futbolu sevdirerek oynatmaya çalışan ve kupayı alarak bitti denen sezonu bir başarıyla kapatan Şenol Hoca'yı tebrik etmemiz gerekir.Takımına verdiği özgüvenle takımını bu sezon için buralara kadar getirdi.İkincisi tabi ki Trabzonspor.Maçın baştan sonuna kadar tek hakimiydi, sezonu kurtarmak için bu kupa şarttı ve bunu başardı.

Taktiklere gelecek olursak Trabzon orta sahası bu maçta pas üzerine kuruluydu.Selçuk Colman Alanzinho Engin gibi oyuncular orta sahada değişmeli rol üstlendi.Colman çıkınca Engin kaldı yada tersi oldu.Birbirleri arasında görev paylaşımı yaptılar ve bunu da maçın sonuna kadar iyi yansıttılar.Fenerbahça ise klasik düzeniyle sahaya çıktı.Sadece beklerini özellikle ilk yarıda fazla kullandı.Vederson ve Gökhan kanat akınlarına yardımcı oldu.

Maç başladığında Trabzon maçı domine etti.Orta sahada üstünlüğünü kabul ettirdi.Defans bloğunu iyi kurdu.Fenerbahçe kanatlardan gelmeye çalıştı ama bir tane bile pozisyon bulamadı.İkinci yarı Guizanın ieride etkili olduğu bir pozisyonda topu kaptı ve Alex'in usta işi vuruşuyla Fenerbahçe öne geçti(maçta 55.dk kadar bir pozisyonu bile yokken).Buna rağmen Trabzon her şeye saldırmaya devam etti ve bence maçın yıldız ismi Colman' a yapılan faul sonucu Ts golü buldu.Bu arada Fenerbahçe için çok kırılma anıydı.Maç 1-1 olmasına rağmen ve Ts hala Fenerbahçe'nin üzerine geliyorken Daum Emre gibi bir oyuncuyu çıkarıp Deivid'i aldı.Bu değişiklik maç 1-0 iken olacakta o anda faul oldu ve gol gerçekleşti.Buna rağmen Daum hala Deivid'de ısrar etti.Bu ona pahalıya patladı.Trabzon Emre'de çıktıktan sonra daha organize gelmeye başladı ve sonucunda Colman pası ve Engin'in güzel golüyle skor 2-1 oldu. Sonuç böyle iken ve Fenerbahça risk alması gerekirken oyunu çok iyi okuyan Daum!! dk 87 çift forvete döndü.Zaten bu değişiklik Fenerbahçe'nin kupayı ne kadar arzuladığının bir göstergesi.90+2 Colman güzel bir hareketle topu önüne aldı ve maçın skorunu ilan etti.

Sonuçta Fenerbahçe 27 senelik kupa özlemine devam ederken Ts 8. kez kupayı müzesine götürdü.Kupayı alan Trabzonspor'u tebrik ediyorum.