” Futbol asla sadece futbol değildir, o öyle bir işlevi olabilecek güçtür ki , ancak o gücü anlayabilecek duyarlı, olgun yandaşlar ve sporcularla doğru ve etkin olabilecek, bu özelliklerini toplumsal fayda unsuru olarak da kullanabilecektir.Futbol da ” Savaşa Hayır” demelidir, diyebilmelidir ve dediğinin arkasında durmalıdır.Mücadelesini sahada bırakırken , ebedi dostluğunu barışın uğrunda saha dışına taşıyabilmelidir.Hemde onu bu yolda baltalamaya çalışan birçok düşmana rağmen.Futbol bir güzelliktir.Güzellikleri çirkin kılmak için gösterilen çabaların bir parçası olmayan futbol sever sayısının ve etkinliğinin artması dileğiyle bu yazımı statlardan ” Savaşa Hayır” diye haykırmış tüm sporseverlere ithaf ediyorum."

Simon Kuper

3 Haziran 2011 Cuma

Sistem,ruh ve final



Her insan gibi işler kötü gidince insanın bir şey yapası gelmiyor.Aynısı yazı yazmak için olsada gerek.Ama son iki gündür bizleri yazı yazmaya teşvik eden olaylarda olmuyor değil.Misal Galatasaray Cafe Crown.Gerçekten ortaya konulan mücadele takdire şeyan.Sezon başında Oktay Mahmudi'nin gelişi bir gözde futbol transferi gibi insanı heyecanlandırmıştı (en azından benim açımdan öyle).Alt branşların önemsenmediği ve spor kültürünün sadece futbol üzerinden değerlendirildiği sadece Fenerbahçe'nin takım olarak başarıları ile akla gelinen alt branşlar için bu transfer basketbola taraftarın daha fazla ilgi duyacağının açık bir göstergesiydi.Sezon başından beri oynanan sistemli ve düzenli bir basketbol , eskiden olduğu bir siyahi oyuncunun gelipte 30 sayı atarak maç kazandırmasına karşı olan bu seneki düzen Galatasaray taraftarının bu sene futbol takımındanda bekledeği önemli bir şeyi ortaya koyuyordu.Takım olmak ve bununla beraber gelen o ruh.






Sezon başından beri içerideki hemen hemen bütün maçların kazanılması (2 mağlubiyet var galiba Olin ve Antalya diye hatırlıyorum) deplasmanlarda da aynı performansı sergilenmesi gün geçtikçe Beşiktaş'ında play-off larda yenilmesi ile finale olan inanç daha da arttı.Sezon başında akıllarda olmayan bu sezonu geçiş sezonu olarak görülüp sağlam temeller atma fikri sadece bunlarla sınırlı kalmayıp takımı finallere kadar getirdi.Bu durum öyle bir aldı ki bayan basketbol final serisinde bile salon bu kadar dolmamıştı ve rakip Fenerbahçe idi.Banvit yarı final serisinde salonun tamamına yakının dolması kimsenin beklemedeği bir hadise idi ve salonda Abdi İpekçi idi yani Galatasaray taraftarının oraya pek sıcak bakmadığı bir mekandı.






Bu tür olaylarla final serisi geldi çattı.Valla bir taraftar olarak bakarsam şampiyonluğa inancım tabi tam ama hani o klişe laf var ya genelikle futbol için söylenir ama basketbolun gerçekleri ile bakarsak favori Fenerbahçe.Sonuçta karşınızda bir Euroleauge takımı var ve bu takım çalkantılı bir sezonda geçirse Efes'i eleyerek gelmiş hem de 3-0.Bu arada Efes'e değinmişken Banvit'e değinmemekte olmaz.Gerçekten Oktay Mahmudi'nin de dediği gibi ''Bu takım bu ligin renklerinde biri değil ana rengi''.Başlarında çok önemli bir koç ile çok doğru şeyler yaparak ilerliyor ve kaliteli basketbol oynuyorlar.Bu sene Genç Banvitlilerin gelmesiye lige Banvit açısından önemli bir değer katılacağı kesin.

0 yorum:

Yorum Gönder